aid

  1. Noun, Economics yardım
  2. yardım/muavenet etmek, (imdadına) yetişmek/koşmak.
    to aid one another: yardımlaşmak.
    to aid
    someone with money: birisine para yardımında bulunmak.
    Heaven aiding: Allahın inayetiyle/yardımı ile.
  3. muzaheret etmek, kolaylaştırmak, desteklemek.
    to aid the accomplishment of something: bir şeyin
    gerçekleşmesini desteklemek/kolaylaştırmak.
  4. Law duruşmadan sonra bir hatayı düzelterek kararı etkilemesini önlemek.
  5. yardım, imdat, muavenet, destek(leme).
    with the aid of someone/something: bir kimsenin/bir şeyin
    yardımı ile.
    to go to someone's aid: birisinin imdadına koşmak.
    mutual aid: yardımlaşma, karşılıklı yardım.
    foreign aid: dış yardım.
    medical aid: tıbbî yardım.
    aid grant: burs, üniversite öğrencisine verilen para yardımı.
    in aid of: yararına, menfaatine.
  6. yardımcı, araç, gereç, cihaz.
    hearing aid: işitme cihazı.
  7. yaver.
  8. belirli zamanlarda teb'asının derebeyine verdikleri para.
  9. İngiliz krallarının teb'asından aldığı gelir.
Adli Yardım Taleplerinin İletilmesine İlişkin Avrupa Sözleşmesine Dair Ek Protokol Noun, International Law
Adli Yardım İçin Başvuruların İletilmesine Dair Avrupa Sözleşmesi Noun, International Law
ilk yardım Noun, Medicine
uluslararası yardım kuruluşları Noun, Politics-Intl. Relations
uluslararası yardım kuruluşları Noun, Politics-Intl. Relations
birine bir şey için yardımda bulunmak Verb
bir şeye yardım etmek Verb
birine yardımda bulunmak Verb
idari yardım
yargılama giderlerini karşılayamayacak durumda olan kimselerin devlete adli yardım için başvurmaları Noun
devlete adli yardım için başvurma
ödeme bilançosu yardımı
ödemeler dengesi yardımı
güzellik müstahzarı
güzellik ürünleri Noun
güzellik müstahzarları Noun
birinin yardımını istemek Verb
seçim kampanyası yardımı
sermaye yardımı
nakdi yardım Noun
para yardımı Noun
yardım kategorileri Noun
kalkınma yardımı kurulu
kalkınma yardım kurulu
kamu yardımı
konsorsiyum yardımı
yabancı yardımda kısıntı
sağır işitme cihazı
gerçek gelir ve hayat standartlarını yükseltmeye yönelik kalkınma yardımı
bağış ve yardım Noun
ekonomik yardım
iktisadi yardım
eğitim yardımı
seçim kampanyası yardımı
acil yardım
mali yardım yapmak Verb
para yardımında bulunmak Verb
alacak haczi
federal yardım
film yardımı
mali yardım
maddi yardım Noun
ilk yardım.
first-aid: ilk yardım+. Noun
mali yardım
dış yardım.
hibe Noun
ödeyemeyecek durumdaki kişilerin yargılama giderlerini karşılamak Verb
devlet yardımı
hükümet yardımı
para yardımı
devletçe yapılan para yardımı
para yardımı
para yardımında bulunma
para yardımında bulunmak Verb
(Br) merkezi hükümetin yerel yönetimlere
emlak vergisi destek yardımı dışında yaptığı yardımlar
bir hükümetçe bir sömürge veya ona bağlı bir ülkeye mahalli amme hizmetlerinde kullanılmak için verilen yardım
(US) devlet yardımı
sübvansiyon
işitme cihazı.
yakacak yardımı Noun, Employment
hastane hademesi
konut yardımı
insani yardım Noun, Politics-Intl. Relations
geçici yardım
ara yardım
yatırım yardımı
yardım yalvarısı
tüzel yardım, fakirlere bedava sağlanan avukatlık hizmeti.
adli yardım Noun, Law
marshall yardımı
tıbbi yardım
belleteç
anımsamaya yardım eden şey
askeri yardım
belediye yardımı
yardımlaşma
karşılıklı yardım
dış yardım
dış yardım
para yardımı
yardım toplama izni Noun
yardım sözü
katılım öncesi yardım
geri ödemesi olmayan yardım sağlamak Verb
geri ödemesiz bir yardım sağlamak Verb
devlet yardımı
karşılıklı yardım
(AT) bölgesel yardım
bağış yardımı
yardım talebi Noun
satışa yardımcı (satış yapmada satış elemanına yardımcı olan her türlü satış teşvik malzemesi
satışa yardımcı satış teşvik malzemesi
satış teşvik malzemesi
birinin yardımını istemek Verb
kendiliğinden hak alma
kendi hakkını zorla koruma
satış malzemeleri Noun
uykuya yardımcı şey Noun, Medicine
uyumayı kolaylaştıran şey Noun, Medicine
uykuya yardımcı şey Noun, Medicine
uyumayı kolaylaştıran şey Noun, Medicine
anında yardım
devlet yardımı Noun, Competition Law
geçici yardım
grev yardımı
yapısal yardım
öğrenci yardımı
adli yardım sistemi
öğretim gereci.
teknik yardım
bağlı yardım
şartlı yardım
projeye bağlı kalkınma yardımı
ilk yardım öğretmek Verb
ABD'nin finanse ettiği dışyardım
görüş cihazı
görsel araçlar
...'in yardımıyla Adverb
birinin yardım ıyla
yardımı geri almak Verb
yardım tutarı Noun
suç ortağı olmak Verb
yardım ve yataklık etmek Verb, Criminal Law
birine yardakçılık etmek Verb
teşvik
yardım
kamu yararına özel bir girişimi desteklemek için çıkarılan tahviller Noun
yardım toplama Noun
yabancı ülkelerde yardım programında kesinti
yabancı ülkelere yardım programında kesinti
yardımlaşmak Verb
yardım fonu
aynî yardım
ayni yardım Noun
yardım taksitleri Noun
yardım taksidi Noun
anımsamaya yardım etmek Verb
müzakerelerde kolaylık göstermek Verb
müzakerede kolaylık göstermek Verb
yardımlaşmak Verb
yardım kuruluşu Noun
yardım programı
birine yardım etmek Verb
yardakçılık etmek Verb
birine para yardımında bulunmak Verb
birine para yardımı yapmak Verb
(muharebe cephesinde) ilk yardım merkezi. Noun
birine yardım etmek Verb
ticaretin yardımcıları (reklamcılık , bankacılık , sigortacılık ve taşımacılık
birine ilkyardımda bulunmak Verb
birine ilk yardımda bulunmak Verb
hatadan arındırmada yardımcı yordam
acil yardım programı
acil yardım programı
acil yardım programı
ilk yardım derneği
ilkyardım derneği
ilkyardım teçhizatı
ilk yardım teçhizatı
ilk yardım çantası Noun
ilkyardım kutusu
ilk yardım kutusu
ilkyardım teçhizatı
ilk yardım teçhizatı
ilkyardım hizmeti
ilk yardım hizmeti
ilk yardım istasyonu
ilkyardım merkezi
dış yardım fonu
dışyardım fonu
dışyardım programı
dış yardım programı
dışyardım projesi
dış yardım projesi
dışyardım harcaması
dış yardım harcaması
birine yardım etmek Verb
konut yardımı kanun tasarısı
insani yardım görevlisi Noun
'nın menfaatine
için ” anlamına
uluslararası yardım kuruluşu
(US) (askerlik) sergi yeri
tıbbi yardım planı
grevden zarar görmüş bir havayoluna
grevden etkilenmemiş öteki havayollarının artan gelirlerinden bir bölümünü tahsis etmelerini kapsayan
havayolları arasındaki anlaşma
yoksula yardım etmek Verb
devlet yardım programı

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. bk. âit