arkasında

evin arkasında

at the rear of the house

fikrinin arkasında

in the back of one's mind

kapalı kapılar arkasında

(Fr.) a huis clos

Parmaklıklar Arkasında

Cool Hand Luke Proper Name, Cinema

sahne arkasında

behind the scenes

trenin arkasında

at the rear of the train

yukarıdaki müdüriyet katında ve kapalı kapılar arkasında

upstairs deal

arkasında birşey yer almak

to back onto something Verb

arkasında borçtan başka bir şey bırakmamak

to leave nothing but debts Verb

arkasında bulunmak

to back Verb

arkasında çalmak

to back Verb, Music

arkasında durmak

to back Verb

arkasında durmak

to sustain Verb

arkasında getirmek

to have it its train Verb

arkasında iz bırakmadan battı

spurlos versunken (Alm.)

arkasında milyonluk servet bırakarak ölmek

to die worth a million Verb

arkasında söylemek

to back Verb, Music

arkasında yer almak

to back Verb

(motorun) arkasında gitmek

to ride seat on a pillion Verb

...'in arkasında durmak

to keep to ... Verb

...'in arkasında durmak

to stick to ... Verb

...'in arkasında yatmak

to be at the root of ... Verb

...'in arkasında yatmak

to lie at the root of ... Verb

ana caddenin arkasında yük indirme

off- street unloading

başkalarının arkasında kalmak

to linger behind others Verb

bir belgenin arkasında yazılı şey

endorsement on a document

bir politikacının arkasında büyük yapılar bırakma isteği

edifice complex

bir şeyin arkasında olmak

to be at the back of sth Verb

birinin arkasında durmak

to stick by someone Verb

birinin arkasında kalmak

to lag behind sb Verb

birşeyin sonuna kadar arkasında olmak

to be all for something Verb

endişelerini neşeli bir görünüm arkasında gizlemek

to disguise one's worries beneath a cheerful appearance Verb

kulis arkasında çalışmak

to mastermind Verb

kulis arkasında olmak

to be behind the scenes Verb

'nın tepesinde (dibinde , yayında , başlangıcında , sonunda , önünde , arkasında , ayak dibinde

at the top (bottom , side , beginning , end , front , back ,

önünde ve arkasında ilan levhaları asılı olan adam

sandwich man

parmaklık arkasında tutmak

to bar Verb

sahnenin arkasında bulunan

upstage Theatre

sayfanın arkasında belirtildiği gibi

as stated overleaf

sis perdesi arkasında kalmak

to be veiled in mystery Verb

süvari arkasında ikinci binici yastığı

pillion

yüksekte uçan uçağın arkasında bıraktığı buhar şeridi

vapo u r trails