şartlar

Turkish-English Translation

  1. Noun ifs and buts
  2. Noun strings attached
  3. conditions
  4. Noun circumstances
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

şartların esaslı değişimi
fundamental change of circumstances Noun, Law
(borsa , US) lombard kredisi için kısıtlanan şartlar
marginal rules Noun
(kredi) müsait şartlar
easy terms Noun
...'de aranan şartlar
qualifications required of ... Noun
açıkça belirtilmiş şartlar
unambiguous terms Noun
ağır kayıt ve şartlar
rough going
ağır şartlar
severe requirements Noun
asgari şartlar
minimum requirements Noun
aynı anda yer alan şartlar
concurrent conditions Noun
barış için ön şartlar
peace preliminaries Noun
başarı için gerekli şartlar
requirements for success Noun
bazı şartlar
certain conditions Noun
beklenen şartlar
anticipated requirements Noun
belli başlı şartlar
certain conditions Noun
bir anlaşmada konulan şartlar
conditions laid down in an agreement Noun
bir anlaşmada konulan şartlar
condition laid down in an agreement
bir imtiyaz için aranan şartlar
qualifications of a privilege Noun
bir olayın geçtiği yer ve şartlar
scene
bir olayın yer aldığında hüküm süren şartlar
concomitant circumstances Noun
bir senetteki şartlar
conditions in a deed Noun
bir sözleşmede konulan şartlar
condition laid down in an agreement
birinci sınıf şartlar
top conditions Noun
bütün istenilen şartlar
total requirements Noun
cari şartlar
the current circumstances Noun
cari şartlar
the prevailing circumstances Noun
değişen şartlar
modifying conditions Noun
devlet memuriyeti için aranan şartlar
qualifications for a public office Noun
ek şartlar
additional conditions Noun
elverişli şartlar
satisfactory terms Noun
elverişli şartlar
fair terms Noun
eşit şartlar
level playing field Noun
feri şartlar
accessory circumstances Noun
genel kayıt ve şartlar
general terms Noun
hafifletici şartlar
mitigating circumstances Noun
her zamanki şartlar
usual terms Noun
ihtiyari şartlar
noncompulsory clauses Noun
ilave şartlar
additional requirements Noun
imtiyazlı şartlar
preferential terms Noun
işçilerin öne sürdüğü şartlar
employe requirements Noun
işçilerin öne sürdüğü şartlar
employee requirements Noun
izin için gerekli şartlar
permit requirement
izin zni için gerekli şartlar
permit requirements Noun
kabul edilebilir şartlar
acceptable terms Noun
kabul için aranan şartlar
requirements for admission Noun
kanuni şartlar
statutory requirements Noun
kanunun öngördüğü şartlar
legal requirements Noun
karşılıklı koşulan şartlar
concurrent conditions Noun
kayıt ve şartlar
terms and conditions Noun
kayıt ve şartlar
trading conditions Noun
kısıtlayıcı şartlar
restrictive clauses Noun
kısıtlayıcı şartlar
qualifying conditions Noun
kolay şartlar
easy terms Noun
kolej girişi için gerekli şartlar
requirements for college entrance Noun
kolej girişi için gerekli şartlar
requirement for college entrance
kötü şartlar
adverse circumstances Noun
kötüleşen şartlar
aggravating circumstances Noun
maddi şartlar
material circumstance
mahalli şartlar
local conditions Noun
makul şartlar
liberal settlement
makul şartlar
reasonable terms Noun
makûl şartlar
reasonable terms Noun
mecburi şartlar
compulsory conditions Noun
mecburi şartlar
compulsory condition
mevcut şartlar
prevailing conditions Noun
mevcut şartlar
prevailing circumstances Noun
nazik şartlar
strained conditions Noun
nihai şartlar
final provisions Noun
normal şartlar
usual terms Noun
normal şartlar
usual conditions Noun
o sırada mevcut şartlar
surrounding circumstances Noun
olağanüstü şartlar
extraordinary circumstances Noun
olumsuz şartlar
strings attached Noun
ön şartlar
conditions precedent Noun
önemli şartlar
major provisions Noun
özel şartlar
special terms Noun
özel şartlar
special clauses Noun
rakip şartlar
competitive conditions Noun
resmi şartlar
formal requirements Noun
sabit şartlar
fixed conditions Noun
sarih şartlar
unambiguous terms Noun
sert şartlar
stringent condition
sert şartlar
stringent conditions Noun
sıhhatsiz mali şartlar
unsound financial conditions Noun
sınırlayıcı şartlar
qualifying conditions Noun
sözleşmede konulan şartlar
conditions set forth in a contract Noun
sözleşmede öngörülen şartlar
conditions as per contract Noun
standart (mutat şartlar
standard conditions Noun
standart şartlar
standard conditions Noun
suçluluğu kanıtlar görünen şartlar
incriminating circumstances Noun
suçu kanıtlar gibi görünen şartlar
incriminating circumstances Noun
tahdidi şartlar
qualifying conditions Noun
takyit edici şartlar
restrictive clauses Noun
tali şartlar
collateral circumstances Noun
tasfiye için kanuni şartlar
statutory provisions for liquidation Noun
teknik şartlar
technical clauses Noun
temel şartlar
basic requirements Noun
tercihli şartlar
preferential terms Noun
ticari teamüle giren şartlar
trade terms Noun
üretimin gerektirdiği teknik şartlar
manufacturing requirements Noun
uygun kayıt ve şartlar
favourable terms Noun
uygun şartlar
fair terms Noun
uygun şartlar
favourable circumstances Noun
uygun şartlar
reasonable terms Noun
üzerinde anlaşılan (mutabık kalınan) şartlar
conditions agreed upon Noun
vazedilen şartlar
laid-down condition
vazedilen şartlar
laid-down conditions Noun
yardımcı şartlar
accessory circumstances Noun
yerel şartlar
local terms Noun
yerine getirilmesi gereken teknik şartlar
technical prerequisities Noun
yerine getirilmeyen şartlar
unfulfilled conditions Noun
yerine getirilmeyen şartlar
unfulfilled condition
yıkıcı şartlar
ruinous terms Noun
yıkıcı şartlar
special terms Noun
zımni şartlar
implied conditions Noun
zor şartlar
hard conditions Noun
zorunlu şartlar
mandatory requirements Noun
şartlar bizim aleyh imizde
conditions are against us
şartlar gereğince
in acceptance with the terms
şartlar ileri sürmek
to stipulate conditions Verb
şartlar karşılıklı tartışma konusudur
(advertisement) terms are for discussion
şartlar koşmak
to submit to conditions Verb
şartlar lehinde olmak
to be favoured by circumstances Verb
şartlar müsaade ettiği takdirde
circumstances permitting
şartlar ne olursa olsun
upon any terms
şartlar silsilesi
set of circumstances
şartlar sözleşmedeki gibi
terms as per contract
şartlar tahtında
in acceptance with the terms
şartlar ve çevre
context
şartlar yüzünden
owing to circumstances
(ilan) şartlar karşılıklı tartışma konusudur
terms are for discussion
aşağıdaki şartlar altında olmak
to be in the following terms Verb
asgari şartlar altında yaşamak
to lead a hand- to-mouth existence Verb
aynı şartlar altında
in pari causa
aynı şartlar altında
on similar terms
aynı şartlar altında şartların aynı olması halinde
in pari causa
aynı şartlar tahtında
on similar terms
bazı şartlar altında
unlocking agreement
bazı şartlar altında
under certain circumstances
bazı şartlar altında kabul etmek
to agree upon certain conditions Verb
bazı şartlar tahtında (koşullar çerçevesinde) kabul etmek
to agree upon certain conditions Verb
bazı şartlar veya garanti içeren kısım
clause
belli şartlar altında teslim olmak
to surrender upon terms Verb
benzer şartlar altında
under similar circumstances
benzer şartlar tahtında
under similar circumstances
bir şeyle ilgili şartlar ileri sürmek
to make reservations with respect to sth Verb
bir şeyle ilgili şartlar ileri sürmek
to make reservations with respect of sth Verb
bir sözleşmeye kayıt ve şartlar koymak
to put hedges in a contract Verb
bir sözleşmeye şartlar koymak
to embody terms in an agreement Verb
bir sözleşmeye şartlar koymak
to set forth conditions in a contract Verb
biri için ehven şartlar koymak
to make good terms with sb Verb
bu gibi şartlar altında
under such circumstances
bu şartlar altında
under the given conditions
bu şartlar altında
under these circumstances
bu şartlar altında
as the case stands
bu şartlar altında
under the circumstances
bu şartlar tahtında
in view of the circumstances
bu şartlar tahtında
as things stand
bugünkü şartlar altında
under the present circumstances Adverb
daha iyi şartlar klozu
better condition clause
en iyi şartlar altında
under the best conditions
eşit şartlar altında
on equal terms
eşit şartlar altında
on an equal footing Adverb
eşit şartlar altında rekabet
fair competition
hafifletici şartlar göz önünde tutulacak olursa
allowing extenuating circumstances
her zamanki şartlar altında
under the usual provisions
iş yapmak için şartlar üzerinde anlaşmak
to make a deal (with) Verb
keşide edildiği şartlar altında ödenmesi gereken senet
domestic bill
keşide edildiği şartlar altında ödenmesi gereken senet
(US) domestic bill
mevcut şartlar altında
under the present circumstances Adverb
mevcut şartlar altında
under the existing circumstances
mevcut şartlar altında en başarılı olacak kişi ya da ürün
front runner
mevcut şartlar tahtında
under the existing circumstances
sefil şartlar altında yaşamak
to exist in wretched circumstances Verb
sigortacıların bazı şartlar altında
franchise
sözleşmeye kayıt ve şartlar koymak
to put hedges in a contract Verb
tespit edilen şartlar gereğince
in set terms
tespit edilen şartlar tahtında
in set terms
uygun şartlar (çelişmeyen şartlar
consistent conditions Noun
yerini ve şeklini belirten özel şartlar içeren poliçe
special acceptance
yerini ve şeklini belirten özel şartlar içeren poliçe
qualified acceptance
zor şartlar altında çalışmak
to work under difficult conditions Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database