imagine

  1. Verb tasarlamak, tasavvur/tahayyül etmek, hayal etmek, hayalinde canlandırmak.
    We can hardly imagine life
    without electricity. Can you imagine him/yourself becoming a famous actor?
  2. Verb sanmak, zannetmek, farz/tahmin etmek.
    He imagines that people don't like him.
    I hardly imagine
    that he will be elected: Onun seçileceğini pek sanmıyorum.
    Don't imagine (= get the idea) that I can lend you money every time you need it.
  3. Verb düşünmek, düşünceye dalmak.
  4. Verb plânlamak, plân/tuzak kurmak.
kendini başka birinin mevkiinde farz etmek Verb
kendini başka birinin mevkinde farzetmek Verb
göz önüne getirmek Verb
vehime kapılmak Verb
evhama kapılmak Verb
Takdir edersiniz ki, … Noun
Tahmin edebiliyorum. Sentence
Tahmin ediyorum. Sentence
Çok iyi anlıyorum. Sentence