assert

  1. Transitive Verb (kuvvetle) ileri sürmek, (güvenle/kesinlikle) iddia etmek.
    to assert that one is innocent: Bir
    kimsenin suçsuz olduğunu (kesinlikle) iddia etmek.
    He asserted his ideas loudly and clearly: Fikirlerini açıkça ve kesinlikle ileri sürdü.
  2. Transitive Verb savunmak, (fikir ve iddiayı) müdafaa etmek.
    He asserted his rights: Haklarını savundu.
  3. Transitive Verb (ısrarla/cesaretle) ileri atılmak.
  4. Transitive Verb (birşeyin varlığını) beyan/iddia/ispat etmek, göstermek.
hükmünü geçirmek Verb
iyi niyetini belirtmek Verb
suçsuzluğunu ileri sürmek Verb
suçsuzluğunu tekrar tekrar iddia etmek Verb
haklarını savunmak Verb
bir hak iddiasında bulunmak Verb
iddiada bulunmak Verb
iddia ileri sürmek Verb
hak iddia etmek Verb
(a) kudretini/otoritesini gösterecek şekilde davranmak, (b) dikkati üzerine çekmek.
aksiinıiddia etmek Verb