burnout

  1. Noun yakıp kül eden yangın.
  2. Noun yanma, aşırı akım yüzünden elektrikli cihazın yanarak tamamen işlemez hale gelmesi.
  3. Noun tükenme, tüketme, bit(ir)me.
  4. Noun (a) uzay aracında yakıtın tükenmesi sonucunda etkin yanmanın sona ermesi, (b) füzenin uçuşunda itici gücün sona ermesi.
tükenmişlik sendromu Noun
şimdiki hissedarların hisse paylarını azaltmak pahasına şirketi tasfiyeden kurtarmak amacıyla onu yeniden
yapılandırarak yeni finansman kaynakları bul
(a) yanmak, işlemez hale gelmek.
All our light bulbs are burned out. (b) yangın sebebiyle evsiz/açıkta
kalmak.
They were burned out and were forced to live with relatives. (c) sonuna kadar yanıp bitmek/sönmek.
The small fire can be left to burn (itself) out.