bury

  1. Transitive Verb gömmek, defnetmek.
    to bury a dead person: ölüyü gömmek.
    buried in the ruins: harabelere
    gömülmüş.
    buried by an avalanche: çığ altında kalmış.
    to have buried someone: bir akrabayı kaybetmek.
  2. Transitive Verb saplamak, daldırmak, çakmak.
    to bury an arrow in a target: oku hedefe saplamak.
    to bury a nail
    in a wall: duvara çivi çakmak.
  3. Transitive Verb saklamak, örtmek, gizlemek.
    to bury oneself under the blankets: battaniyenin altına saklanmak.

    He buried his head in his hands. I found my key buried under my papers.
  4. Transitive Verb (işe/düşünceye) dalmak.
    He buried himself in his work.
    She was buried in thoughts: Düşüncelere dalmıştı.
  5. Transitive Verb aklından çıkarmak, unutmak.
    to bury an insult.
    to bury the hatchet/the tomahawk: kavgayı unutmak, barışmak.
  6. Transitive Verb gözden uzaklaşmak, inzivaya çekilmek, göze çarpmayacak bir yere saklanmak.
    They've buried themselves in the country.
başını kuma gömmek, gerçekleri görmekten/kabul etmekten kaçınmak.
cesedi gömmek Verb
saklamak Verb
kendini işe gömmek Verb
denizde ölen kişinin naaşını denize vermek Verb
birini kendi memleketinde gömmek Verb
işe boğmak Verb
işe gömmek Verb
(or
tomahawk): barışmak, barış/sulh yapmak.
barış yapmak, savaştan vazgeçmek.