clear-cut

  1. düzgün, muntazam, biçimli, mevzun, keskin çizgili.
  2. kesin, kat'î, vazıh, açık.
    The minister provided Parliament with clear-cut plans for future action:
    Bakan meclise gelecekte yapılacak işler hakkında açık/kesin planlar sundu.
  3. bütün ağaçları kesilmiş.
  4. bütün ağaçları kesmek, ağaçtan temizlemek.
hesaplanabilir iş
sınırları belirlenmiş fikirler Noun