continuous

  1. Adjective devamlı, sürekli, daimî.
    a continuous line. a continuous sound. continuous work. There was a continuous
    flow of water from the broken pipe.
  2. Adjective aralıksız, fasılasız, inkıtasız, kesintisiz, durup dinlenmeyen.
    continuous coughing during the concert.
mütemadiyen Adverb
süregelen tek ihlal Noun, Competition Law
nizasız ve malik sıfatıyla zilyetlik
bir şeyde malik sıfatıyla inkitasız devam eden tasarruf
devamlı irat
sürekli gelir
devamlı gelir
sürekli irat
sürekli teftiş (bir hesap döneminde aralık vermeden yapılan kontrol)
sürekli denetim (bir hesap döneminde aralık vermeden yapılan kontrol)
sürekli denetim
sürekli borçlu
devamlılı borçlu
devamlı borçlu
sürekli borç alma
devamlı borç alma
bir ay sona erdiğinde devamlı olarak hemen bir yenisini ekleyen bütçe
bitip tükenmek bilmeyen sıkıcı iş
mütemadi suç (tek bir kaza dairesi içinde işlenmemiş suç
doğru akım
(bankacılık) sürekli iş bağlantısı
devamlı irtifak hakkı
devamlı irtifak hakkı (ışık veya manzara irtifakı gibi
sürekli iş
devamlı iş
sürekli sergi
sürekli besleme Information Technology
üzerine fasılasız yazılan bilgisayar printer kâğıdı
sürekli iyileştirme Noun, Management
sürekli denetim yapılan depo mevcudu
sürekli envanter (stok hareketlerinin sürekli olarak stok hesabında izlenmesi ve hesap bâkiyesinin her
an stok değerini yansıtması yöntemi
sürekli envanter
sürekli piyasa
gece gündüz çalışan işyeri
sürekli kağıt Information Technology
sürekli seanslar Noun
(film) sürekli gösteri
sürekli zilyetlik
devamlı zilyetlik
devamlı baskı
devamlı süreç
başlıklı kâğıt ya da faturalar gibi birbirine iliştirilmiş basılı formlar (bu kâğıtlar sürekli olarak
bilgisayar printerine verilebilir
Noun
ara verilemeyen eğitim
olayların sürekli birbiri ardına gelmesi
sürekli erzak tedariki
sürekli tedarik
devamlı bant
devamlı band
renk tonu siyahtan beyaza derece derece değişen fotoğraf
sürekli renk tonu
kesintisiz egzersiz Noun, Sports
sürekli staj
sürekli dalga: genliği zamanla değişmeyen (modüle edilmemiş) radyo dalgası.
devamlı beyaz çizgi
(trafik) devamlı beyaz çizgi
sürekli gösteri
sürekli denetim yürütülmesi (icrası)