taçtan feragat etmek
Verb
bir taşınmazın kamulaştırılması
(Br) bir gayrimenkulün istimlaki
yarım kron: İngiltere'de 1971'den önce 2 şilin 6 peni (1/8 sterlin) değerindeki sikke.
Noun
kraliyet mücevherleri
Noun
(Br) hususi hukuk davalarına bakan krallık avukatı
başarıyla tamamlamak
Verb
geyik boynuzunun üst çatalı.
sur-royal ile ayni anlama gelir.
Noun
(Br) maliye vergi muhammini
kral(içe) tarafından yönetilen İngiliz sömürgesi.
Noun
(Br) devlete olan borçlar
Noun
sap uru: çekirdekli meyvelerde
Agrobacterium tumefaciens bakterilerinin sebep olduğu ve sap dibinde
urlar şeklidne görülen bir hastalık.
Noun
kırılım imleci küçük olan optik cam.
Noun
eski usul üflenerek yapılan cam.
Noun
taç aşısı: ağacın gövdesi ile dalın birleştiği yere yapılan aşı.
Noun
taç çiçeği
(Frittilaria imperialis).
Noun
ağlayan gelin
Noun, Botany
ele geçirilme tehlikesi karşısında kalmış bir şirketin uyguladığı taktik
kendini ele geçirmeye çalışanlara daha az çekici gelmek amacıyla iş alanının en kârlı dalını bir başkasına
satar ya da satmayı teklif eder
hükümdarın mücevherleri.
Noun
hükümdar arazisi, mülkü şahane, geliri hükümdara ait olan arazi.
Noun
bazı İngiliz dominyon ve sömürgelerinde kamu arazisi.
Noun
taç-mercek: akromatik merceğin dışbükey kısmı.
Noun
(Br) bakılacak ceza davaları listesi
veliaht
Noun, Politics-Intl. Relations
kraliçe adayı prenses.
Noun
yaprak pası: yulaf ve çayır yapraklarında
Puccinia coronata küfünün sebep olduğu hastalık.
Noun
birini kral ilan etmek
Verb
taçlı burçak
(Coronilla varia): pembe beyaz sayvan çiçekli bir ot. Menşei Avrupa olup D ABD'de yetiştirilir.
Noun
üstelik, bu yetmiyormuş gibi.
His house burnt down and his car was stolen, and to crown it all he lost his job.