Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. taç, hükümdarlık simgesi olan başlık, taht, hükümdarlık.
    He won the crown by killing the old king in battle.
  2. zafer tacı/çelengi, muzaffer bir kimsenin başına giydirilen taç biçimli süs.
  3. (başarı veya zaferden gelen) şeref, şampiyonluk, zafer.
    He won the crown in 1973: 1973'te şampiyonluğu kazandı.
  4. üzerinde taç resmi bulunan madenî para.
  5. İngilterede 5 şilinlik eski gümüş para.
  6. kron: Danimarka, İsveç, Norveç, İzlanda para birimi.
  7. koruna: Çekoslovak para birimi.
  8. taç biçimli şey.
  9. Botanik (a) ağacın yeşil yaprak ve dalları, (b) filizlenen tohum kökünün gövdeye bitiştiği yer.
  10. birşeyin en yüksek noktası: insanın başı/şapkası, dağın tepesi gibi.
  11. kemerli yapının en yüksek noktası.
  12. baş, kafa, tepe.
  13. kuşun tepeliği/ibiği.
  14. (dişçilikte) kuron.
  15. bir şeyin en yüksek/mükemmel hali.
  16. heyecan verici nitelik.
  17. button ile ayni anlama gelir. saat kurma döğmesi.
  18. head ile ayni anlama gelir. demirin memesi.
  19. kıymetli taşın üst yüzeyi.
  20. Denizcilik makara yivi.
  21. Denizcilik halatın ucuna yapılan düğüm.
  22. taç giydirmek, tetviç etmek.
  23. süslemek, tezyin etmek.
  24. başlık koymak, tepesini kaplamak/örtmek.
    Mist crowned the mountain. Trees crowned the hill.
  25. (başarı/şeref ile) bitirmek, tamamlamak, ikmal etmek, şereflendirmek.
    The Nobel prize crowned his career as an author.
  26. başına/kafasına vurmak.
    Be quiet or I'll crown you!
  27. (yapıya) kemerli başlık geçirmek.
  28. (dişe) kaplama/kuron yapmak, (diş) kaplamak.
    I have 3 crowned teeth.
  29. (dama oyununda) dama yapmak.
  30. halatın ucunu düğümlemek.
  31. İsim kron: İsveç lirası, 100
    öre.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

(dent) crown
kaplama
abdicate the crown
taçtan feragat etmek Fiil
amerce an estate to the crown
bir taşınmazın kamulaştırılması
amerce an estate to the crown
(Br) bir gayrimenkulün istimlaki
come to the crown
tahta çıkmak Fiil
demesne of the crown
(Br) hazine arazisi
demise of the crown
tacın halefe intikali
devolution of the crown
tacın intikali
give up the crown
tahtı terk etmek Fiil
half a crown
(eskiden) ikibuçuk şilin
half crown
yarım kron: İngiltere'de 1971'den önce 2 şilin 6 peni (1/8 sterlin) değerindeki sikke. İsim
jewels of the crown
kraliyet mücevherleri İsim
minister of the crown
(Br) başbakan
piston crown
piston başı.
plea of the crown
(Br) ceza davaları İsim
premises owned by the crown
(Br) hükümet binası İsim
southern Crown
Güney Taç burcu.
the Crown
hükümdar, kral(içe).
wear the crown
kral olmak Fiil
wear the crown
şehit düşmek Fiil
crown agent
(Br) hususi hukuk davalarına bakan krallık avukatı
crown all
başarıyla tamamlamak Fiil
crown anther
geyik boynuzunun üst çatalı.
sur-royal ile ayni anlama gelir. İsim
crown appointment
hükümdar tayini
crown assessor
(Br) maliye vergi muhammini
crown cap
şişe kapağı
crown cases
(Br) ceza davaları İsim
crown colony
kral(içe) tarafından yönetilen İngiliz sömürgesi. İsim
crown court
(Br) ceza mahkemesi
crown debt
devlet borçu
crown debts
(Br) devlete olan borçlar İsim
crown estate
krallık arazisi İsim
crown gall
sap uru: çekirdekli meyvelerde
Agrobacterium tumefaciens bakterilerinin sebep olduğu ve sap dibinde
urlar şeklidne görülen bir hastalık.
İsim
crown glass
kırılım imleci küçük olan optik cam. İsim
crown glass
eski usul üflenerek yapılan cam. İsim
crown graft
taç aşısı: ağacın gövdesi ile dalın birleştiği yere yapılan aşı. İsim
crown imperial
taç çiçeği
(Frittilaria imperialis). İsim
crown imperial
ağlayan gelin İsim, Botanik
crown imperial
ters lale İsim, Botanik
crown jewel tactic
ele geçirilme tehlikesi karşısında kalmış bir şirketin uyguladığı taktik
crown jewel tactic
kendini ele geçirmeye çalışanlara daha az çekici gelmek amacıyla iş alanının en kârlı dalını bir başkasına
satar ya da satmayı teklif eder
crown jewel tactic
şirket
crown jewels
hükümdarın mücevherleri. İsim
crown land
hükümdar arazisi, mülkü şahane, geliri hükümdara ait olan arazi. İsim
crown land
bazı İngiliz dominyon ve sömürgelerinde kamu arazisi. İsim
crown lands
krallığa ait arazi
crown law
ceza hukuku. İsim
crown lawyer
savcı. İsim
crown lawyer
hazine avukatı. İsim
crown lens
taç-mercek: akromatik merceğin dışbükey kısmı. İsim
crown office
(Br) krallık avukatlığı
crown official
(Br) devlet memuru
crown paper
(Br) bakılacak ceza davaları listesi
crown post
baba
crown prince
veliaht. İsim
crown prince
veliaht İsim, Tarih
crown prince
veliaht İsim, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
crown princess
veliahdin karısı. İsim
crown princess
kraliçe adayı prenses. İsim
crown princess
veliaht İsim, Tarih
crown property
hazine malı
crown property
(Br) beylik mal
crown rust
yaprak pası: yulaf ve çayır yapraklarında
Puccinia coronata küfünün sebep olduğu hastalık. İsim
crown saw
kovan testere. İsim
crown servant
devlet memuru
crown solicitor
(Br) hazine avukatı
crown someone king
birini kral ilan etmek Fiil
crown subject
İngiliz vatandaşı
crown vetch
taçlı burçak
(Coronilla varia): pembe beyaz sayvan çiçekli bir ot. Menşei Avrupa olup D ABD'de yetiştirilir. İsim
crown wheel
fener çarkı. İsim
master of the crown office
(Br) Hazine avukatı
the crown authorities
savcılık makamı
to crown it all
üstelik, bu yetmiyormuş gibi.
His house burnt down and his car was stolen, and to crown it all he lost his job.
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.