dağıtmak

Turkish-English Translation

  1. strew
  2. diffuse
  3. Verb, Information Technology to dispatch
  4. disburse
  5. purvey
  6. Verb to circulate
  7. Verb to clutter
  8. Verb to deal out
  9. Verb to demount
  10. Verb to diffuse
  11. Verb to disarrange
  12. Verb to disarray
  13. Verb to disband
  14. Verb to dish out
  15. Verb to dispel
  16. Verb to dispense
  17. Verb to dissipate
  18. Verb to hand out
  19. disperse
  20. Verb to propagate
  21. Verb to rumple
  22. Verb to rupture
  23. Verb to send out
  24. Verb to serve someone out
  25. Verb to strew
  26. Verb to distribute
  27. Verb to scatter
  28. Verb to disperse
  29. Verb to serve out
  30. Verb to mess up
  31. Verb to break up
  32. Verb to deal
  33. Verb to give out
  34. Verb to issue
  35. Verb to put something out
  36. Verb to share out
  37. Verb to allocate
  38. disject
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

hak dağıtmaktan kaçınma
denial of justice Noun, Law
(iflas kanunu) iflas masasını dağıtmak
to distribute a trust estate Verb
adalet dağıtmak
to dispense justice Verb
adalet dağıtmak
to distribute justice Verb
adalet dağıtmak
to administer justice Verb
adalet dağıtmak
to meet out justice Verb
adalet dağıtmak
to dispense a law Verb
ağızıni burnunu dağıtmak
to beat (sb) up Verb
amortismanı yıllara dağıtmak
to spread one's depreciation over several years Verb
armağan dağıtmak
to deal out gifts Verb
askeri birlikleri dağıtmak
to scatter troops Verb
askerlere tayın dağıtmak
to serve out rations to the troops Verb
aylara dağıtmak
to spread over several months Verb
bedava hisse senedi dağıtmak
to make distribution in stock Verb
belli bir oran içinde dağıtmak
to distribute in a fixed ratio Verb
bir filmi dağıtmak
to release a film Verb
bir işlemle ilgili çıkarları başlangıç aşamasında dağıtmak
to front end load Verb
bir komisyonu dağıtmak
to disband a commission Verb
bir kulübü dağıtmak
to dissolve a club Verb
bir meblağı eşit olarak bölüp dağıtmak
to prorate an amount Verb
bir mücrimin eşkalini dağıtmak
to circulate the description of criminal Verb
bir riski dağıtmak
to spread a risk Verb
bir şeyi ücretsiz dağıtmak
to give something away foq Verb
bir terekeyi dağıtmak
to wind up an estate Verb
bir toplantıyı dağıtmak
to disperse a meeting Verb
bir toplantıyı dağıtmak
to dissolve a meeting Verb
bir toplantıyı dağıtmak
to dismiss a meeting Verb
bir toplantıyı dağıtmak
to break up a meeting Verb
birinin dikkatini dağıtmak
to break someone's concentration Verb
birşeyi dağıtmak
to deal out something Verb
birşeyi dağıtmak
to send out something Verb
borsa kazancını dağıtmak
to distribute trading profits Verb
broşür dağıtmak
to give out handbills Verb
broşür dağıtmak
to leaflet Verb
bulutları dağıtmak
to dissipate clouds Verb
çenesini dağıtmak
to break sb's chin Verb
ceza dağıtmak
to mete out punishment Verb
daha yüksek kâr payı dağıtmak
to distribute a higher dividend Verb
dikkati dağıtmak
to distract the attention Verb
dikkatini dağıtmak
to detract attention Verb
efkâr dağıtmak
to cheer oneself up Verb
ekibi dağıtmak
to split up a team Verb
el ilanları dağıtmak
to give out handbills Verb
erzak dağıtmak
to deal out provisions Verb
erzak dağıtmak
to issue provisions Verb
erzak dağıtmak
to dispense rations Verb
eşit olarak dağıtmak
to distribute equally Verb
eşit olarak dağıtmak
to distribute pro rata Verb
et dağıtmak
to issue a provision of meat Verb
film dağıtmak
to distrbute a film Verb
film dağıtmak
to distribute a film Verb
geliri vergilendirmek amacıyla dağıtmak
to spread out income Verb
geride kalarak dağıtmak
to tail away Verb
göstericileri polisle dağıtmak
to disperse demonstrators by the police Verb
ikramiye dağıtmak
to bonus distribution Verb
işi dağıtmak
to share out the work Verb
işi dağıtmak
to spreading of work Verb
kalabalığı dağıtmak
to break up the crowd Verb
kalabalığı dağıtmak
to disperse the crowd Verb
kalabalığı dağıtmak
to scatter the crowd Verb
kalabalığı dağıtmak
to part the crowd Verb
kâr payı dağıtmak
to distribute a dividend Verb
kârı dağıtmak
to distribute pimss Verb
kârı dağıtmak
to divide pimss Verb
kârı eşit olarak bölüp dağıtmak
to prorate profits Verb
kârın yüzde 60'ını hissedarlara dağıtmak
to pay out 60 % of profits to shareholders Verb
kendini dağıtmak
to let yourself go Verb
konuyu dağıtmak
to ramble Verb
kura ile dağıtmak
to distribute by lots Verb
maliyetleri dağıtmak
to apportion the costs Verb
masrafları dağıtmak
to apportion the costs Verb
müflisin mallarını dağıtmak
to divide a bankrupt's estate Verb
müşterilere gazete dağıtmak
to hand the papers round Verb
odasını dağıtmak
to litter up one's room Verb
ödemeleri bütün bir mali yıla dağıtmak
to spread payments over the entire taxable year Verb
ödemeleri yıllara dağıtmak
to space payments over several years Verb
ödül dağıtmak
to mete rewards Verb
ödülleri dağıtmak
to give away the prizes Verb
olağanüstü temettü dağıtmak
to cut a melon Verb
öncelik sırasına göre dağıtmak
to distribute according to priority Verb
orantılı olarak dağıtmak
to prorate Verb
orantılı olarak dağıtmak
to pro rate Verb
oyunda iskambil kâğıtlarını dağıtmak
to deal in Verb
para dağıtmak
to disburse Verb
parlamento daki sandalyeleri yeniden dağıtmak
to redistribute the seat in parliament Verb
parlamentodaki sandalyeleri yeniden dağıtmak
to redistribute the seats in parliament Verb
personele yeni görev dağıtmak
to personnel shake up Verb
postayı dağıtmak
to deliver the mail Verb
reklam broşürü dağıtmak
to scatter handbills Verb
rolleri dağıtmak
to cast Verb, Cinema
sadaka dağıtmak
to dispense charity Verb
sadaka dağıtmak
to deal out alms Verb
sadaka dağıtmak
to distribute alms Verb
sadaka dağıtmak
to dole Verb
sadaka dağıtmak
to dispense alms Verb
satışın gelirini üç yıllık bir süreye eşit olarak dağıtmak
to prorate the sale over a three year period Verb
satışın gelirini üç yıllık bir süreye eşit olarak dağıtmak
to prorate the sale over a three-year period Verb
sıkıntıyı dağıtmak
to dispel boredom Verb
sınav kâğıtlarını dağıtmak
to give out the examination papers Verb
sisi dağıtmak
to dispel the fog Verb
sisi dağıtmak
to disperse the fog Verb
sorumluluğu dağıtmak
to decentralize Verb
şüpheleri dağıtmak
to dissipate doubts Verb
taksitleri aylara dağıtmak
to spread instalments over several months Verb
tanıklara celpnameler dağıtmak
to hand out subpoenas Verb
tiyatroda rolleri yanlış dağıtmak
to miscast Verb
ücretleri dağıtmak
to hand out the wages Verb
vergi nedeniyle geliri yıllara dağıtmak
to spread out income Verb
vesika ile dağıtmak
to ration Verb
vesikayla dağıtmak
ration Noun
yiyecek dağıtmak
to dispense food Verb
yiyecek maddesi dağıtmak
to dispense food Verb
yüzde dokuz temettü dağıtmak
to divide 9 percent Verb
zararları yıl boyunca eşit olarak dağıtmak
to apportion losses evenly over the year Verb
dağıtmak; bölüştürmek; paylaştırmak
to distribute Verb
tahsis etmek, dağıtmak, pay etmek
to allocate Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Dağılmasına sebep ... durumundan çıkarmak
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.