expand

  1. Verb, Textile Industry genişletmek
  2. Transitive Verb genişle(t)mek, genleş(tir)mek, (boyut/hacim) büyü(t)mek, şiş(ir)mek.
    Iron expands when it is heated.
    The balloon expanded as it filled with air. He breathed deeply and expanded his chest.
  3. Transitive Verb aç(ıl)mak, yay(ıl)mak, uza(n)mak, uzatmak, germek.
    A bird expands its wings before flying.
  4. Transitive Verb geliş(tir)mek, tevsi/tafsil etmek, genişletmek.
    to expand a short story into a novel.
  5. Transitive Verb, Mathematics (a) çarpanlara ayırmak. (bkz: factor ) (2), (b) matematiksel bir ifadeyi belirli bir tür terimlerin
    toplamı, çarpımı vb. şeklinde yazmak, (c) (bir işlevi) seriye açmak, seri halinde yazmak.
  6. Transitive Verb içini/kalbini/sırlarını açmak, açılmak.
    This quiet young man expands only when he is among the friends.
işi genişletmek Verb
işini büyütmek Verb
işini genişletmek Verb
üretim tesislerini genişletmek Verb
üretim kapasitesini genişletmek Verb
topraklarını genişletmek Verb
davanın genişletilmesi Noun, Law
bir fikri işlemek Verb
kredi kolaylığını genişletmek Verb
kamu harcamalarını arttırmak Verb, Economics
büyüyüp girmek Verb
büyüyerek girmek Verb
tesislerini genişletmek Verb
üye sayısını artırmak Verb
birşeyi ayrıntılarıyla açıklamak Verb
birşeyi açmak Verb
birşeyi ayrıntılandırmak Verb
ayrıntılarıyla anlatmak, tafsil etmek, teferruata girişmek.
I'm quite satisfied with your explanation,
so there's no need to expand on it.
işletmeyi genişletmek Verb
tedavüldeki parayı çoğaltmak Verb
dalgalı borçları artırmak Verb
sosyal yardım listesini genişletmek Verb
birşeyi ayrıntılandırmak Verb
birşeyi açmak Verb
birşeyi ayrıntılarıyla açıklamak Verb