external

  1. dış, haricî.
    external surface: dış yüzey.
    the external wall of the house.
  2. Medicine haricen kullanılacak, vücudun dış kısımlarına uygulanacak (ilâç, merhem vb.).
    This medicine is for
    external use, do not drink.
  3. dıştan gelen, kökü/menşei dışarıda bulunan.
    external air. an external factor. external influences affect our lives.
  4. yüzeysel, sathî, zahirî.
    an external wound. external polish.
  5. ecnebi, dış/yabancı ülkelere ait.
    external commerce: dış ticaret.
    War affects a nation's external
    trade.
    (Minister for) external Affairs: Dışişleri (Bakanı).
  6. bedenin dış kısımları(nı ilgilendiren).
  7. Philosophy dış dünyaya/algılanan dünyaya ait.
  8. maddî, zahirî, gözle görülen.
dış ülkelerdeki hesap
dış işler Noun
harici işler Noun
dış işleri şubesi Noun
dış görünüş
yabancı ülkelerdeki varlıklar Noun
haricen teftiş
harici denetim
dış denetim
dış denetleme
dış denetim
dış denetçi
dış kulak işitme kanalı: dışkulaktan kulak zarına kadar olan kısım.
dış denge
keşide edildiği ülke dışında ödenen senet
(US) yabancı senet (keşide edildiği ülke dışında ödenen senet
karşılığı yurt dışında ödenebilecek devlet senetleri Noun
karşılığı yurt dışında ödenebilecek devlet senet dileri Noun
dış borçlanma
dış hat arama Noun
dış arama Noun
dış yakımlı makine
dış ticari ilişkiler Noun
dış haberler
dış koşullar Noun
serbest konvertibilite
dış kredi muameleleri Noun
dış borç
dış açık
dış borç izleme raporu
dış borçlar Noun
dış ödemeler açığı
dış açık
dışişleri şubesi Noun
harici hastalıklar Noun
dış gümrük vergisi
dış kulak.
dış ekonomik durum
dışsal ekonomiler (sanayiin bir kısmını , ya da tamamını olumlu etkileyen öğeler Noun
dış ekonomi
dış düşmanlar Noun, Politics-Intl. Relations
dış denge
dıştan inceleme
dıştan inceleyen kişi
dış faktör Noun
dış malî istikrar
işletme dışı finansman
dış ülkelerdeki mülk
dış açıklık
dış cinsel organlar Noun, Anatomy
dış genital organlar Noun, Anatomy
dış genital bölge Noun, Anatomy
harici garanti Noun, Banking
dış sorumluluklar Noun
(bir işletmenin kendi hissedarları dışındaki kişilere olan borçları Noun
dış borçlar Noun
dış kredi
dış krediler Noun
dış posta servisi
ürünlerin dış görünüşü
arabanın yan aynası Noun
dış modem Information Technology
dış milli borç
devletin dış borçları Noun
dış ödemeler muameleleri Noun
dış ilişkiler
dış ilişkiler Noun
dış ilişki
dış araştırma
dış solunum.
dış satışlar Noun
dışarıya satışlar Noun, Accounting
kamalı mil
dışsal şok Noun, Economics
dış kaynaklı şok Noun, Economics
sterlin bölgesi dışında ikamet eden bir kişinin sterlin cinsinden açtığı hesap
dış depolama
dış saklama birimi Information Technology
dış ödemeler fazlası
ödemeler dengesinin fazla vermesi
dış ticaret fazlası
ödemeler dengesi fazlası
ihracat gümrük vergisi
dış ticaret
ülke dışı trafik
dış ülke muameleleri Noun
dış ciro
dış ülkelerde cironun artması
dışta geçerlik
görünüş
yabancı belge
dışarıya satışlar Noun
müşterek dış gümrük tarifesi
dışarıdan bitirme sınavı
harcama sonrası dış malî denetim
(Avustralya) Dışişleri Bakanı
Avrupa Birligi ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Noun, Organizations
Dış İlişkiler ve Yurtdışı İşçi Hizmetleri Genel Müdürlüğü Noun, Organizations