-
incelik, zarafet, güzellik, nezaket.
-
ustalık, maharet.
He handled the meeting with great finesse: Toplantıyı büyük bir maharetle yönetti.
-
hile, kurnazlık.
-
ustalıkla/maharetle yönetmek/idare etmek.
-
kurnaz davranmak.
-
(briç) elinde daha yüksek değerde kart olduğu halde küçük değerli kart oynama(k).