foothold

  1. Noun ayak desteği, ayak basacak sağlam yer.
    He climbed the steep cliff by finding footholds in cracks in the rock.
  2. Noun dayanak, istinatgâh, garantili mevki, ilerleme/yükselme va'deden sağlam iş/mevki.
    He obtained a foothold
    in the organization.
  3. Noun sağlamca yerleşme, kökleşme.
    gain a foothold: kökleşmek.
    It is hard to break a habit that has
    gained a foothold: Kökleşmiş bir alışkanlığı bırakmak zordur.
ticari dayanak
bir şirketin ileride tümünü ele geçirmek amacıyla hisse senetlerinin zaman içinde küçük miktarlarda satın alınması
başka bir sanayi dalında tutunmak Verb
başka bir endüstriye el atmak Verb