geçiş

Turkish-English Translation

  1. Noun, Maritime Traffic crossing
  2. traffic
  3. pass
  4. Noun, Information Technology migration
  5. passing
  6. transit
  7. thoroughfare
  8. Noun, Physics conduction
  9. change over
  10. film advance
  11. film travel
  12. Noun transition
  13. leading line
  14. transit flight
  15. passage
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

geçiş alanı
transitional space Noun, Psychoanalysis
geçiş nesnesi
transitional object Noun, Psychoanalysis
sınır geçişi
border crossing Noun
Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı (YGS)
Higher Education Entrance Exam Proper Name, Education-Training
(devletler hukuku) sırf geçiş
simple passage
başka enerji kaynaklarına geçiş
diversification into other energy sources
bir mevkie geçiş
successor to an office
bir toplantıda tartışmaları keserek oylamaya geçiş
cloture
bir toplantıda tartışmaları keserek oylamaya geçiş
closure
doğrudan geçiş
direct transfer Noun, Education-Training
dostça geçiş
innocent passage (law of nations)
iktidara geçiş
arrival in power
kavşakta trafik kontrol lu geçiş
controlled crossing
kavşakta trafik kontrollü geçiş
controlled crossing
kontrollu geçiş
controlled crossing
kontrollü geçiş
controlled crossing
kontrollü geçiş
controlled transit Noun
konvertibiliteye geçiş
removes to convertibility
memleketten transit geçiş
overland transit
muhalefet partisine geçiş
floor crossing
okuldan veya eğitimden çalışmaya geçiş
transition from school or training to work (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
sıyırıp geçiş
glance
şüpheli geçiş
suspicious entry Noun
tahta geçiş
succession to the throne
tonlu geçiş
modulation
transit geçiş
transit pass
uğraksız geçiş
transit passage Noun
geçiş ...
transitional
geçiş analizi
switching analysis Noun, Competition Law
geçiş belgesi
transit bill
geçiş biçimi
transitional form (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun, Biology
geçiş bildirisi
transit entry
geçiş bölgesi
twilight area
geçiş dönemi
period of transition Noun
geçiş dönemi
transition period Noun
geçiş dönemi
transitional period Noun
geçiş dönemi adaleti
transitional justice Noun, Politics-Intl. Relations
geçiş döneminde olmak
to be in a state of transition Verb
geçiş güzergahı
transit route Noun
geçiş hakkı
way- leave
geçiş hakkı
right of way
geçiş hakkı
toll
geçiş hakkı
right-of-way
geçiş hakkı
right of passage
geçiş hakkı
priority Noun, Land Transport
geçiş hakkı (başka bir şahsa ait arazi üzerinden geçme hakkı
wayleave
geçiş izni
(Fr.) laissez passer
geçiş kontrol sistemi
access control system Noun
geçiş maliyeti
switching cost Noun, Competition Law
geçiş metali
transition metal Noun, Chemistry
geçiş noktası
crossing point Noun
geçiş parası
turnpike
geçiş parası
toll rate
geçiş parası alan
toller
geçiş parası alınan köprü
toll bridge
geçiş parası ödemek
to pay the toll Verb
geçiş sayfası reklamı
transitional ad Noun, Advertising
geçiş süreci
transition period Noun
geçiş süreci
period of transition Noun
geçiş süreci
transition process Noun
geçiş süreci
process of transition Noun
geçiş süreci
transition process Noun
geçiş tuşları
Toggle keys Noun, Information Technology
geçiş tuşu
hot key Information Technology
geçiş ücreti toplayan memurun kulübesi
tollhouse Noun
geçiş ücretinin alındığı yer
tollbooth
geçiş ülkesi
country of transit Noun
geçiş üstünlüğü
priority Noun, Land Transport
geçiş üstünlüğü geçiş yeri
right of way boundry crossing
geçiş yapmak
to change over Verb
geçiş yapmak
to move over Verb
geçiş yapmak
to change Verb
geçiş yeri
cross over
geçiş yeri
crossing point
geçiş yok
no passage
geçiş zamanı
clearance time
(tiyatro , Br) turnikeden geçiş jetonu
pass out check
ablukadan geçiş belgesi olan gemi
navicert ship
bebeklikten genç çocukluğa geçiş dönemi
juvenescence
bir geçiş döneminden geçmek
to undergo a transition Verb
birşeye geçiş yapmak
to change over to something Verb
gümrük geçiş belgesi
clearance certificate
gümrük geçiş izni
customs pass
gümrükten geçiş belgesi
landing order
hemzemin geçit üzerindeki geçiş kapısı
crossing gate
kanal geçiş ücreti
canal toll
köprü geçiş resimi
toll charges
köprü geçiş resmi
toll charges
köprü geçiş ücreti
bridge toll
önce geçiş hakkı olmak
to have the right of way Verb
öncelikli geçiş hakkı
priority passage
savaş sonrası geçiş dönemi
post-war transitional period
savaş sonrası geçiş dönemi
postwar transitional period
sınır geçiş yeri
boundary crossing
sınırlardan serbest geçiş hakkı
right of free entry
transit geçiş belgesi
transit pass
transit geçiş hakkı
right to pass through
transit geçiş hakkı
right to pass
transit geçiş izni
privilege of transit Transport
transit geçiş vergileri
transit charges Noun
transit geçiş vergisi
transit duty
turnikeli geçiş kapısı
tollgate
yaya geçiş kuralları
pedestrian-crossing regulations Noun
yol geçiş parası
road toll
Federal Geçiş Hükümeti
Transitional Federal Government Proper Name, Politics-Intl. Relations
Otomatik Geçiş Sistemi (OGS)
Electronic Toll Collection System (ETC)
Ulusal Geçiş Konseyi
National Transitional Council Proper Name, Organizations
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Geçmek işi, mürur
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.