grudge

  1. Noun kin
  2. Noun hınç
  3. garez, kin, haset, hınç, diş bileme.
    bear a grudge against someone: birine karşı kin/garez beslemek/gütmek,
    diş bilemek.
    I always feel he has a grudge against me.
  4. haset/gıpta etmek, kıskanmak, gözü kalmak.
    They grudge him his wealth. He grudged me my little prize
    even though he had won a bigger one.
  5. istemeyerek vermek, çok görmek, esirgemek, diriğ etmek.
    The mean man grudged his horse the food that it ate.
  6. hoşnutsuzluk duymak, memnun olmamak.
birine kin beslemek Verb
birine kin gütmek Verb
kinlenmek Verb
kincilik
muğber olmak, haklı olarak kin beslemek.
geçmişteki suçunun cezasını vermek, hoşa gitmeyen eski bir hareketinden dolayı birini cezalandırmak.
birine diş bilemek Verb
garaz garez bağlamak Verb