happen

  1. Intransitive Verb olmak, vaki olmak, vukua gelmek.
    What's happened? Ne oldu?
    A funny thing happened: Tuhaf
    bir şey oldu.
    The accident happened yesterday: Kaza dün oldu/vukua geldi.
  2. Intransitive Verb olup bitmek, meydana gelmek.
    Just as if nothing had happened: Sanki hiçbir şey olmamış gibi.
  3. Intransitive Verb rastgelmek, karşılaşmak, tesadüfen olmak/vukubulmak.
    It happened that I wasn't at home when the fire
    started: Yangın başlangıcında (tesadüfen) evde değildim.
    I happened to see him on the street: Tesadüfen onu sokakta gördüm.
    A funny thing happened to me this morning: Bu sabah garip bir şeyle karşılaştım.
  4. Intransitive Verb zuhur etmek, başına gelmek, kaderi/akıbeti … olmak.
    Nobody knew what happened to the last explorer:
    Son kâşifin akibetini kimse bilemedi.
    Something has happened to him: Başına bir iş geldi.
  5. Intransitive Verb (tesadüfen) olmak/bulunmak/gelmek/gitmek vb.
    How did you happen to go there? Nasıl oldu da oraya
    gittin?
    He happens to be my friend, so don't say nasty things about him: O benim arkadaşımdır, aleyhinde konuşayım deme ha!
aklına esmek aklından geçirmek Verb
ramak kalmak Verb
varit olmak Verb
Ne olacağını kimse bilmez.
bir araya gelmek Verb
rast gelmek Verb
sıklaşmak Verb
tesadüfen bulmak/keşfetmek/meydana çıkarmak/karşılaşmak.
to happen on a clue to a mystery. He happened
on a dime while looking for his ball.
başa gelmek Verb
Sağlık olsun. Sentence
Canın sağolsun. Sentence
Bir daha yapayım deme! Tekerrür etmesin!
Do you happen to have a pen? Yanınızda kalem var mı?

Do you happen to know? Acaba biliyor musun(uz)?
How does it happen that … : Nasıl oluyor da …
If anything happened to me, my wife would have enough money: Bana bir hal olursa (ölürsem) eşime yetecek kadar para var.
I happen to know that he is not rich: Onun zengin olmadığını biliyorum (tesadüfen öğrendim).
If he does happen to see her … : Farzı muhal onu görecek olursa …
It so happened that: Öyle oldu ki/tesadüfen.
These things happen: Olur böyle şeyler!
Bir daha olmasın. Sentence
Nasıl oldu?