hazır

Turkish-English Translation

  1. available
  2. up to
  3. present
  4. fit
  5. immediate
  6. prepared
  7. prompt
  8. forthcoming
  9. handy
  10. finished
  11. ripe
  12. apt
  13. mounted
  14. Information Technology ready
  15. prest
  16. willing
  17. in the can
  18. attending
  19. geared up
  20. ready made
  21. ready-made
  22. actual stock
  23. on tap
  24. on toast
  25. in attendance
  26. predispositional
  27. forward(s)
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Çiftlik hayvanları için hazır yem imalatı (NACE kodu: 10.91)
Manufacture of prepared feeds for farm animals (NACE code: C10.9.1) Noun, Trades-Professions
Ev hayvanları için hazır gıda imalatı (NACE kodu: 10.92)
Manufacture of prepared pet foods (NACE code: C10.9.2) Noun, Trades-Professions
Hazır beton imalatı (NACE kodu: 23.63)
Manufacture of ready-mixed concrete (NACE code: C23.6.3) Noun, Trades-Professions
Hazır hayvan yemleri imalatı (NACE kodu: 10.9)
Manufacture of prepared animal feeds (NACE code: C10.9) Noun, Trades-Professions
Hazır yemeklerin imalatı (NACE kodu: 10.85)
Manufacture of prepared meals and dishes (NACE code: C10.8.5) Noun, Trades-Professions
mahkemede hazır bulunma
appearance before court Noun, Law
(para) hazır
available means
aşınılmaya hazır
(house) ready for occupancy
baskıya hazır
ready for press
baskıya hazır
ready for printing
boşaltmaya hazır
ready to discharge
daima hazır
always at your finger tips
denize çıkmaya hazır
ready for sea
dövüşmeye hazır
combative
emre hazır
available balance
emre hazır
disposable
gelişmeye hazır
ripe for development
harekete hazır
ready to start
hemen iskâna hazır
immediate occupation
hizmete hazır
ready service
hizmete hazır
up and running Adjective
hizmete hazır
attentive
işlemeye hazır
ready for working
kalkmaya hazır
ready to take off Aviation
konuşmaya hazır
conversational
kullanılmaya hazır
operational
kullanılmaya hazır
convenient
kullanılmaya hazır
ready for use
kullanıma hazır
up one's sleeve
kullanıma hazır
up and running Adjective
rafta hazır
off- the-shelf
rakibinin gırtlağına sarılmaya hazır
gutfighter
satılmaya hazır
marketable Noun, Banking
satılmaya hazır
off- the-shelf
satışa hazır
off- the-shelf
savaşa hazır
effective
savaşa hazır
prepared for war
savaşa hazır
ready for acuse
savaşmaya hazır
in fighting trim
sefere hazır
ready to sail
sefere hazır
on a war footing
sevke hazır
ready for dispatch
sevkedilmeye hazır
ready for dispatch
sevkiyata hazır
ready for shipment
sevkıyata hazır
ready for shipment
tahsile hazır
ready for collection
taşınılmaya hazır
ready for occupancy
taşınmaya hazır
ready to move in
teslimata hazır
ready for delivery
teslime hazır
prepared to deliver
teslime hazır
ready for delivery
yardım etmeye hazır
obliging
yardıma hazır
prompt to volunteer
yardıma hazır
generous Adjective
yolculuğa hazır
ready for journey
yolculuğa hazır
ready for the journey
yüklemeye hazır
ready for loading
yürümeye hazır
ready to march
hazır aklımdayken
before I forget Adverb
hazır aklımdayken
while I remember it Adverb
hazır ambalajlı mallar
prepackaged goods Noun
hazır beklemek
to stand by Verb
hazır beklemek
to lie ready Verb
hazır beton
ready-mixed concrete Noun, Construction
hazır bilgi
literal Information Technology
hazır birlikler
effective troops Noun
hazır bulunanlar
present company
hazır bulunanlar
(US) those present
hazır bulunanlar
attendance
hazır bulunanlar
ready company
hazır bulunanlar
audience
hazır bulunanlar
those present Noun
hazır bulunmak
to be present Verb
hazır bulunmak
to stand by Verb
hazır bulunmak
to attend Verb
hazır bulunmak
to be up for Verb
hazır bulunmak
to be on the scene Verb
hazır bulunmayan
absentee
hazır cevap
riposte
hazır çorba
industrially-made soup
hazır değerler
cash equivalents Noun
hazır elbise
off the peg
hazır elbise
confection
hazır elbise almak
to buy a suit of clothes off the peg Verb
hazır etmek
to ready Verb
hazır giyim
ready to wear
hazır giyim
(Fr.) pret a porter
hazır giyim
ready wear
hazır giyim
hand- me-down
hazır giyim
ready-to-wear
hazır giyim
ready- to-wear
hazır giyim
off the peg clothes
hazır giyim
ready-made clothing Noun, Textile Industry
hazır giyim eşyası almak
to buy addres off a peg Verb
hazır giyim reyonu
ready-to-wear department
hazır giysi
off-the-peg clothes
hazır giysi
reach me down
hazır giysi
ready-made clothes
hazır görüntü
stock footage
hazır ilaç
patent medicine
hazır kahve
instant coffee
hazır kıta
quick-reaction team Noun, Military
hazır kıymetler
assets in hand Noun
hazır koşullar elverişli iken
while the going is good
hazır kredi
top credit
hazır kuvvet
emergency squad
hazır kuvvet
effective force
hazır mamul
end product
hazır mobilya
ready made furniture
hazır öğle yemeği paketi
packed lunch
hazır ol durumuna geçmek
to stand to attention Verb
hazır ol komutu
attention signal
hazır olmak
to be on the alert Verb
hazır olmak
to prepare Verb
hazır olmak
to be ready Verb
hazır olmak
to wait Verb
hazır olmayan
unready
hazır olmayış
unreadiness
hazır oluş
readiness
hazır para
down money
hazır para
ready money
hazır para
ready coin
hazır para
cash
hazır para
ready cash
hazır pazar bulmak
to find a ready market Verb
hazır peşin
for prompt cash
hazır piyasa
ready market
hazır sermaye
ready capital
hazır takım elbise
ready-made suit
hazır tutmak
to keep ready Verb
hazır ve gönüllü
ready and willing
hazır yemek
package food
hazır yemek
prepared food stuffs
hazır yemin formu
set form of an oath
hazır yemler
compound feed
hazır yiyecekler
vending machine
alınmaya hazır olmak
to be ready for collection Verb
basılmaya hazır metin
live matter
başkalarına yardıma hazır olmak
to be forward s to help others Verb
baskıya hazır hurufat
matter
bebeği hazır mamayla besleme
formula feeding Noun, Medicine
bütün hazır bulunanlar
(those) present
bütün hazır bulunanlar
all present (all those present)
cezasını çekmeye hazır ol
be for it
daima yardıma hazır olmak
to be always ready to help Verb
dizgiye hazır metin
live matter
elinde hazır para olması
flush of money
emre hazır fon
disposable funds
emre hazır kıymet
current fund
harekâta hazır olma
operational readiness
hemen teslime hazır mallar
actual goods ready for immediate delivery Noun
hemen teslime hazır mallar
prompts Noun
her şeye hazır olmak
to be prepared for anything Verb
Herşey hazır.
All systems go.
imzaya hazır sözleşme metni
execution copy Noun, Law
işe koyulmaya hazır etmek
to clear for action Verb
kavgaya hazır olmak
to have a chip on one's shoulder Verb
kavgaya hazır olmak
to be on the warpath Verb
kotarılmaya hazır yemek
ready- to-serve dish
mahkemede bizzat hazır bulunmak
to appear for the plaintiff Verb
muharebeye hazır görünmek
to show fight Verb
patlak vermeye hazır olmak
to brew Verb
riske girmeye hazır olmak
to prepared to take a risk Verb
riske girmeye hazır olmak
to be prepared to take risk Verb
satılmaya hazır menkul kıymetler
marketable securities Noun, Accounting
satışa hazır mal stoku
stock in (on) hand
satışa hazır mallar maliyeti
cost of goods available for sale Noun, Accounting
savaşa hazır olma
readiness for war
sözleşme imzalamaya hazır olma
willingness to contract
teftişe hazır olmak
to be available for inspection Verb
toplantıda hazır bulunanlar
the audience
yola çıkmaya hazır olmak
to be ready to depart Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir işi ... tamamlamış olan
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.