health

English-Turkish Translation

  1. Noun sağlık, sıhhat.
    mental health: ruh sağlığı.
    health is better than wealth: Sağlık servetten
    üstündür.
    From a health point of view … : Sağlık bakımından …
    Secretary for health: Sağlık Bakanı.
    Department/Ministry of health: Sağlık Bakanlığı (eski:
    Board of health).
    health hazard = health risk: sağlığa zararlı/tehlikeli.
    health giving: şifa veren.
    health-farm: kırda bir nevi şifa yurdu.
    health insurance: sağlık sigortası.
    health officer: sağlık müdürü/memuru.
    health-resort: kaplıcalı/deniz kıyısındaki şifa yurdu.
    health service
    Brit. sosyal yardım.
    health-stamp: kızılay pulu.
    health visitor: evlere giden hastabakıcı.
  2. Noun beden sağlığı/sağlamlığı, afiyet.
    good health. poor health.
    to regain one's health: sağlığa
    kavuşmak, iadei afiyet etmek.
    to lose one's health: hastalanmak.
    He enjoys good health: Sağlığı yerindedir, turp gibidir.
  3. Noun sağlamlık, canlılık.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

be uneasy about one's health
sağlığı hususunda endişeli olmak Verb
compromise someone's health
birinin sağlığını tehlikeye atmak Verb
compromise someone's health
birinin sağlığına zarar vermek Verb
condition of one's health
kişinin sağlık durumu
conserve one's health
sağlığını korumak Verb
drink to someone's health
(bir kimsenin sağlık ve saadetine) kadeh kaldırmak/tokuşturmak.
We all drank a health to bride.
for the good of one's health
sağlığı için
forfeit one's health
sağlığını kaybetmek Verb
gamble with one's health
sağlığıyla oyun oynamak Verb
healthcare system
sağlık sistemi Noun, Medicine
Human health activities (NACE code: Q86)
İnsan sağlığı hizmetleri (NACE kodu: 86) Noun, Trades-Professions
Human health and social work activities (NACE code: Q)
İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri (NACE kodu: Q) Noun, Trades-Professions
impair one's health by overwork
çok çalışarak sağlığını bozmak Verb
injure one's health
birinin sağlığını bozmak Verb
Other human health activities (NACE code: Q86.9)
İnsan sağlığı ile ilgili diğer hizmetler (NACE kodu: 86.9) Noun, Trades-Professions
Other human health activities (NACE code: Q86.9.0)
İnsan sağlığı ile ilgili diğer hizmetler (NACE kodu: 86.90) Noun, Trades-Professions
play the devil with one's health
birinin sağlığı ile oynamak Verb
play with one's health
sağlığıyla oynamak Verb
play with one's health
sağlığı ile oynamak Verb
recover one's health
şifa bulmak Verb
recovery of one's health
şifa
recruit one's health
sağlığına yeniden kavuşmak Verb
regain one's health
sıhhatine kavuşmak Verb
regain one's health
sağlığına yeniden kavuşmak Verb
Regulation of the activities of providing health care, education, cultural services and other social services, excluding social security (NACE code: O84.1.2)
Sağlık, eğitim, kültürel hizmetler ve diğer sosyal hizmetleri sağlayan kuruluşların faaliyetlerinin düzenlenmesi
(Sosyal güvenlik hariç) (NACE kodu: 84.12)
Noun, Trades-Professions
Residential care activities for mental retardation, mental health and substance abuse (NACE code: Q87.2)
Zihinsel engellilik, ruh sağlığı ve madde bağımlılığına yönelik yatılı bakım faaliyetleri (NACE kodu: 87.2) Noun, Trades-Professions
Residential care activities for mental retardation, mental health and substance abuse (NACE code: Q87.2.0)
Zihinsel engellilik, ruh sağlığı ve madde bağımlılığına yönelik yatılı bakım faaliyetleri (NACE kodu: 87.20) Noun, Trades-Professions
risk one's health
sağlığını tehlikeye atmak Verb
risk one's health
sağlığı tehlikeye düşürmek Verb
travel for one's health
sağlık nedenlerinden yolculuk etmek Verb
travel for one's health
sağlık nedeniyle yolculuk etmek Verb
(your very) good health
sıhhat inize !
animal health
hayvan sağlığı
bad health
sağlığı bozuk
be broken in health
sağlığı bozuk olmak Verb
be glowing with health
yanağından kan damlamak Verb
be in bad health
sağlığı yerinde olmamak Verb
be in poor health
sağlığı bozuk olmak Verb
be in rude health
yanağından kan damlamak Verb
be of delicate health
sağlık durumu nazik olmak Verb
beneficial to the health
sağlığa yararlı
broken health
sağlığı bozuk
cardiac health
kalp sağlığı Noun, Medicine
certificate of health
sağlık belgesi
certificate of health
sağlık raporu Noun, Medicine
children's health
çocuk sağlığı
community health
halk sağlığı
community health
medikososyal
consular bill of health
konsolosluk sağlık raporu
consumer health
tüketici sağlığı Noun, Medicine
dangerous for health
sağlık için tehlikeli
dangerous to health
sağlık için tehlikeli
decline in health
vücut dutan düşmek Verb
deprivation of health
sağlıksız durumda olma
derange the health
sağlığı bozmak Verb
destructive of health
sağlığa zararlı
detrimental to health
sağlığa zararlı
enjoy good health
sağlıklı olma
financial health
mali durum sağlığı
for reason of health
sağlık nedeniyle
for reasons of health
sağlık nedenlerinden
for reasons of health
sıhhi sebeplerden
for reasons of health
sağlık nedenleriyle
foul bill of health
hasta raporu
foul bill of health
limanda veya gemi mürettebatında bulaşıcı hastalık olduğunu bildiren sağlık belgesi
fragile health
nazik sağlık durumu
from considerations of health
sağlık nedeniyle
good health
afiyet
good health
(sigorta) sağlıklı
good health
iyilik
good health
sağlam
good health
sağlık
have bad health
bozulmak Verb
have poor health
sağlığı bozuk olmak Verb
heart health
kalp sağlığı Noun, Medicine
human health
insan sağlığı Noun, Medicine
ill health
hastalık
impaired in health
malul
impairment of health
sağlığın bozulması
improve in health
iyileşmek Verb
improved health
iyileşen sağlık durumu
improvement in health
sağlık durumunun iyiye gitmesi
in glowing health
yanağından kan damlıyor
in good health
iyi
in good health
afiyette
industrial health
çalışma sağlık koşulları Noun
inimical to health
sağlığa zararlı
injurious to health
sağlığa zararlı
injury to health
sağlığa zararlı
matters pertaining to health
sıhhiye
mental health
akıl sağlığı Noun, Psychology
mental health
zihin sağlığı
mental health
ruh sağlığı Noun, Psychology
mental health
ruh sağlığı Noun, Medicine
mental health
akıl sağlığı Noun, Medicine
ministry of health
(Br) Sağlık Bakanlığı
national health
milli sağlık
occupational safety and health
işçi sağlığı ve iş güvenliği Noun
of sound health
(sigorta) sıhhati sağlam
officer of health
(Br) sağlık memuru
officer of health
sağlık memuru
out of health
sakat
out of health
hastalıklı
pertaining to health
sağlıksal
pertaining to health
sıhhi
physical health
sağlık
plant health
bitki sağlığı
poor in health
sağlığı bozuk
precarious state of health
nazik sağlık durumu
propose sb's health
birinin sağlığına içmek Verb
protect public health
kamu sağlığını korumak Verb
public health
halk sağlığı Noun, Medicine
public health
toplum sağlığı Noun, Medicine
public health
kamu sağlığı Noun, Medicine
public health
genel sağlık Noun, Medicine
public health
halk sağlığı Noun, Medicine
recuperation of health
sağlığın yeniden elde edilmesi
restore someone to health
birini sağlığına yeniden kavuşturmak Verb
seriously impaired health
sağlığın ciddi derecede bozuk olması
sound health
sapasağlam
sound health
sapa sağlam
state of health
sağlık durumu Noun, Medicine
tender health
nazik sağlık durumu
to your health
sağlığınıza
to your health
şeref inize
women's health
kadın sağlığı Noun, Medicine
worker health
işçi sağlığı Management
wretched health
kötü sağlık durumu
health activities
sağlık faaliyetleri Noun
health administration
sağlık işleri Noun
health and beauty aids
sağlık ve güzellik müstahzaratı
health and beauty aids
kozmetikler Noun
health and sanitation
sağlık işleri Noun
health and welfare deparment
(US) Sosyal İşler Müdürlüğü
health board
sağlık müdürlüğü
health care
sağlık bakımı
health centre (center)
(Br) US sağlık merkezi
health certificate
sağlık raporu Noun, Medicine
health conference
sağlık sorunları üzerine konferans
health conference
sağlık (hijyen) sorunları üzerine konferans
health contribution
hastalık sigorta primi
health data
sağlık verisi Noun, Medicine
health department
sağlık müdürlüğü
health department
(US) Sağlık Bakanlığı
health facility
sağlık kuruluşu Noun, Medicine
health farm
sağlık iyileştirme kuruluşu
health fields
sağlık işleri Noun
health food
doğal besin, tabiî gıda.
health food store
şifalı otların satıldığı dükkân
health food store
yalnız doğal maddelerle yapılan besinlerin
health giving
sıhhi
health hazards
(iş) sağlığı tehdit eden koşullar Noun
health inspection
sağlık muayenesi/yoklaması.
health insurance
sağlık sigortası.
health insurance fund
sağlık sigortası fonu
health law
sağlık kanunu
health measures
sağlık önlemleri Noun
health of earnings
sağlam kazanç durumu
health officer
sağlık memuru
health officials
sağlık görevlileri Noun, Medicine
health professional
sağlık uzmanı Noun, Medicine
health promotion
toplum sağlığı faaliyetleri Noun
health protection
sağlık koruma
health provisions
sağlıkla ilgili hükümler Noun
health psychology
sağlık psikolojisi Noun, Psychology
health resort
ılıca
health resort
içmeler
health resort
kaplıca
health risks of ...
...'in sağlığa zararları Noun, Medicine
health service system
hastalık sigortası sistemi
health services
sağlık hizmetleri Noun
health services
(Br) sağlık hizmetleri Noun
health station
sağlık merkezi
health statistics
sağlık istatistiği
health status
sağlık durumu Noun, Medicine
health surgeon
karantina hekimi
health system
sağlık sistemi Noun, Medicine
health work
sağlık işi
animal health and surveillance
hayvan sağlığı ve zabıtası Noun
animal health certificate
hayvan sağlığı sertifikası Noun
community health centre
medikososyal merkezi
cooperative health plan
türlü girişimcilerin yaptığı ortak sağlık programı
government health official
sağlık görevlisi
group health insurance
grup hayat sigortası Noun
local health authority
il sağlık müdürlüğü
national health insurance
(Br) milli sağlık sigortası Noun
National health insurance
(Br) Devlet Sağlık Sigortası Noun
permanent health insurance
tam maluliyet sigortası Noun
primary health care center
sağlık ocağı Noun, Public Health
private health insurance
özel sağlık sigortası Noun
private health insurance
özel sağlık sigortası (özel tıbbi tedavi ve hastane masraflarını ödeyen sigorta
public health center
(US) kamu sağlığı merkezi
public health facilities
kamu sağlık tesisleri Noun
public health officer
il sağlık müdürlüğü müfettişi
public health official
sıhhiyeci
the health authorities
sağlık makamları Noun
travel health insurance
seyahat sağlık sigortası Noun
English-Turkish phrases from Zargan's own database