incarnate

  1. insan şeklinde, insan şekline girmiş, mücessem.
    a devil incarnate. a fiend incarnate.
  2. somut, müşahhas, canlı örnek, timsal.
    cruelty incarnate. chivalry incarnate. She was happiness incarnate.
  3. (a) pembe, tenrengi, (b) al, kızıl, kırmızı.
  4. cisimlendirmek, tecessüm ettirmek, somutlaştırmak, müşahhaslaştırmak, müşahhas hale getirmek.
    The
    sculptor incarnated his vision in a beautiful statue.
  5. canlı örneği/müşahhas misali olmak.
    a wife who incarnates all the virtues.
  6. insan şekli vermek, insan şeklinde tecessüm ettirmek.
şeytannın ta kendisi olmak Verb
şeytanın ta kendisi olmak Verb