ivory

  1. Adjective fildişi rengi
  2. fildişi, fildişinden yapılmış, fildişi rengi(nde).
  3. fildişi eşya, fildişinden yapılmış şey.
  4. mine, dişin üstündeki sert tabaka.
  5. vegetable ivory ile ayni anlama gelir. nebatî fildişi.
fildişi kulesine çekilmek
kendi köşesine çekilmek Verb
siyah fildişi boyası: fildişinin karbonlaşmasından elde edilir. Noun
Afrika esir pazarlarında satılan zenci köleler. Noun
ivory ile ayni anlama gelir. nebatî fildişi.
fildişi karası: fildişi yakılarak yapılan siyah boya.
Fildişi Sahili.
Fildişi Sahili Noun, Place Names
beyaz martı
(Pagophila eburnea): Arktik bölgesinde yaşar.
fildişi kozalağı: G. Amerikada yetişen fildişi ağacının kozalağı olup nebatî fildişi adı ile düğme, süs
eşyası vb. yapmakta kullanılır.
Noun
diğer palmiyelerin buna benzer kozalakları. Noun
fildişi ağacı
(Phytelephas macrocarpa): G. Amerikada yetişen ve fildişi kozalağı veren ağaç Noun
hayal âlemi, billûr köşk, dünya işlerinden tamamen uzak bir âlem.
His laboratory became an ivory tower
where he could pursue his experiments in perfect contentment.
Noun
uzlete çekilme, dünyadan elini eteğini çekme. Noun
hayal âlemine dalmış, hayalperest.