noose

  1. ilmik.
  2. bağ, tuzak, kapan.
    put one's head in the noose = put a noose round one's neck : tuzağa düşmek.
  3. kement, ucu ilmikli ip/halat.
    hangman's noose: cellâdın ipi/kemendi.
    He escaped the hagman's
    noose: Cellâdın kemendinden kurtuldu.
  4. ilmiklemek, ilmik yapmak, ilmikle bağlamak/tutturmak.
  5. kementle yakalamak/tutmak.