obscure

  1. Adjective belirsiz, vuzuhsuz, müphem, anlaşılmaz, kapalı (anlam).
    an obscure meaning. an obscure passage in
    the book. an obscure style of writing. an obscure statement.
  2. Adjective önemsiz, silik, göze çarpmayan.
    an obscure position in the government.
  3. Adjective tanınmamış.
    an obscure poete.
  4. Adjective ücra, uzak.
    an obscure little town.
  5. Adjective belirsiz, müphem, hayal meyal.
    an obscure form/view. obscure sounds. obscure outline. An obscure figure
    could be seen through the fog.
  6. Adjective (hece) kapalı.
    an obscure vowel.
  7. Adjective karanlık, loş, muzlim.
    an obscure back room. an obscure corner.
  8. Adjective (renk) koyu, karanlık.
  9. gizlemek, saklamak, örtmek.
    The large building obscured the hills behind.
  10. belirsizleştirmek, müphemleştirmek, iphama boğmak, anlaşılmasını güçleştirmek, anlaşılmaz/muğlâk/belirsiz
    hale getirmek.
    to obscure the issue.
  11. karartmak, karanlık/loş yapmak.
    Clouds obscure the sun.
  12. heceyi kapalı söylemek.
  13. (bkz: obscurity )
anlamını karanlık bir dil ile ifade etmek Verb
bu nokta karanlık , açıklama gerekir
gölge düşürmek Verb
sokağın kuytu bir köşesi
karanlık anlatma
adı sanı duyulmamış bir semt
kuytu bir yer
muğlak üslup
asıl konuyu kaybettirmek Verb
anlaşılmaz kılmak Verb
sürücünün görüş alanını engellemek Verb
kötü görünüm
nereden geldiği belli olmamak Verb
kendi köşesinde yaşamak Verb
inziva hayatı yaşamak Verb