penny

  1. Noun sent, doların 1/100 ü.
  2. Noun peni, İngilterede şilinin 1/12 si değerinde bronz para (1971'de tedavülden kaldırıldı).
  3. Noun Kanada dolarının 1/100 ü, sent.
  4. Noun İngiliz sömürgelerinde 1/12 şilin değerinde para.
Bir kere başladık artık, sonuna kadar gideceğiz. Sentence, Idioms
Başladığımız işi bitireceğiz. Sentence, Idioms
Yarı yolda bırakamam. Sentence, Idioms
Başladığın işi yarıda bırakamazın. Sentence, Idioms
Battı balık yan gider. Sentence, Idioms
adına beş parası olmamak Verb
borcunu son kuruşuna kadar ödemek Verb
son kuruşunu biriyle paylaşmak Verb
metelik
çok/külliyetli para, epeyce/bir hayli para.
This car cost them a pretty penny.
pahalı.
cost a pretty penny: pahalı olmak.
pey akçesi
hoş olmayan bir konu olmak Verb
kalp para gibi sahibine geri gelmek Verb
iyi para kazanmak Verb
pahalıya mal olmak Verb
epey para etmek Verb
alnının teriyle para kazanmak Verb
dürüstlükle/namusu ile/ alın teri ile para kazanmak, helâl para kazanmak.
birini soyup soğana çevirmek Verb
işini iyi bilmek Verb
istenilmeyen ancak kaçınılamayacak birinin ikide bir insanın karşısına çıkması
uğur parası
yeni peni, İngiliz lirasının 1/100 ü.
son kuruşuna kadar ödemek Verb
-penilik/-kuruşluk, - peni/sent/kuruş değerinde (fiyat ve değer bildiren sonek).
fivepenny nails: beş kuruşluk çivi. Suffix
yüklüce para
epeyce para
epey pahalıya çıkmak Verb
kesenin ağzını açmak Verb
tuvalete gitmek Verb
çok ucuz.
çok tutumlu davranmak, her kuruşun kıymetini bilmek.
işemek, çiş yapmak, su dökmek.
namusu ile/dürüstlükle ekmeğini kazanmak.
kalp para gibi dönüp dolaşıp sahibine gelmek.
en fazla 1 peni konularak oynanan poker oyunu. Noun
önemsiz alışveriş, çok küçük para ile yapılan ticarî muamele. Noun
ucuz eğlence yeri, 1 peni veya çok küçük ücretle seyredilen eğlence. Noun
vezne
(Br) kasa
küçük tasarruf bankası Noun
ucuz ve heyecanlı macera ve cinayet romanı, ucuz roman. Noun
lokma parası
(Br) koltuk meyhanesi
jeton düştü (anlaşıldı
ortanca Noun, Botany
bulvar gazetesi
para geliri
küçük miktarlarda
cimri, hasis kimse.
cimrilik, hasislik.
eskiden 1 peniye mektup taşıyan posta. Noun
bulvar basını
para geliri
tutumlu
değeri bir dolardan aşağı olan hisse senet dileri Noun
(US) düşük fiyatlı hisse senetleri Noun
değeri bir dolardan aşağı hisse senetleri Noun
(US) değeri bir dolardan aşağı hisse senetleri Noun
düdük
çok hasislik
pintilik
ufak şeylerde tutumlu, büyük şeylerde müsrif olan (kimse).
Ne düşünüyorsunuz?
değersiz makale
(uçak) (Br) düşürülmek Verb
Meteliğe kurşun atıyor, meteliği/beş parası yok.
Bildiklerimden başka bir şey öğrenmedim.
Bir işe girişen masraftan kaçınmaz. (Hamama giren terler/Öyle de battık böyle de/Battı balık yan gider.)
battı balık yan gider
çok tutumlu olmak Verb
pintilik etmek Verb
sinekten yağ çıkarmak Verb
Kimsenin burnu kanamadı/kimseye zararı dokunmadı.
hiç akıllanmamak
kuruşu biriktirmek Verb
çok şükür, nihayet anlayabildin!
ne yardan ne serden geçmek Verb
bir koyundan iki post çıkarmak Verb
  1. d.