plague

English-Turkish Translation

  1. veba, taun, çok tehlikeli salgın hastalık.
  2. bela, musibet, felaket.
    a plague of war.
  3. dert, baş belası.
  4. üzmek, azap /eziyet vermek, taciz/tazip/rahatsız etmek, başına bela kesilmek.
    The question of his
    future plagues him with doubt.
  5. şiddetle cezalandırmak, üzerine âfet salmak, felaket yağdırmak, belasını vermek.
    Those whom the gods had plagued.
  6. tauna uğratmak, veba salgınına duçar etmek, tehlikeli hastalık yaymak/bulaştırmak.
  7. başına bela kesilmek, eziyet/işkence vermek, derde/ıstıraba duçar etmek, belaya/felakete uğratmak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

plague someone's life out
birinin başına bela kesilmek, musallat olmak, başının etini yemek.
avoid something like the plague
birşeyden vebalı görmüş gibi kaçmak Verb
black plague
kara veba.
bubonic plague
hıyarcıklı veba. Noun
cattle plague
rinderpest
duck plague
ördek vebası: virüslerin sebep olduğu öldürücü ördek hastalığı. Noun
fowl plague
tavuk vebası.
Great Plague
Büyük Afet: 1665'te Londrada çıkan hıyarcıklı veba salgını. Noun
victim of a plague
bir salgının kurbanı
white plague
verem.
white plague
verem, akciğer veremi. Noun
plague bacillus
veba basili
plague on it
! Kahrolsun! Allah belasını versin!
plague sb's life out
birinin hayatını zehir etmek Verb
plague someone with questions
birini soru yağmuruna tutmak Verb
plague spot
deride kanayan nokta. Noun
plague spot
veba/tehlikeli salgın hastalık bölgesi. Noun
plague spot
isyan/karışıklık bölgesi. Noun
plague take it
! Kahrolsun! Allah belasını versin!
a plague on him
kahrolasıca! kör olasıca!
plaque , pestilence ; bubonic plague .
veba
English-Turkish phrases from Zargan's own database