kısmen olumsuz defi veya cevap
usule müteallik bir engel nedeniyle müracaat veya kanun yolları kapanmak
Verb
bir defi ile hariç tutulmak
Verb
davacının cevap layihası
Noun
bir ceza davasında iddiadaki vakıaları kabul eden savcının davalının tahliyesi için bu vakıaları yeterli bulmaması
davanın konusu ile ilgili olmayıp
bir itirazda (defide) bulunmak
Verb
defi dilekçesi vermek
Verb
bir itirazda (defide) bulunma
davayı geciktirmek için yapılan itiraz
davacının gerçeğe aykırı olduğunu bilerek sırf davayı uzatmak için yaptığı defi
mahkemenin yetkisizlik itirazı
kötü niyetle yapılan itiraz
dava gerekçesine kesin itiraz
dava sebebinin gerekçesine kati itiraz
davanın esasını ilgilendirmeyen defi
bir dava dilekçesini reddetmek
Verb
(US) esasa ait ve davanın reddine yönelik defi
bir itirazname sunmak
Verb
af talebini geri çevirmek
Verb
bir iddiayı reddetmek
Verb
sırf kötülük olsun diye yapılan itiraz
savunma dilekçesi sunmak
Verb
uzlaşma
Noun, Competition Law
suçlananın suçunu kabul etmesi ya da başkaları aleyhinde tanıklık yapmasıyla ilgili savcıyla suçlanan
ya da onun avukatı arasındaki anlaşma
(US) daha az bir suç isnadı ya da savcı tarafından başka bir ödün karşılığı
davaların irtibatlı olmaları nedeniyle defi
bir yazarın aslında doğru olmasa dahi yayımladığı şeyin doğruluğuna samimiyetle inandığı defisi
(US) usul ile ilgili defi (davanın açılış şekli , zaman veya yer konusunda itiraz gibi
savunmanın usule ait itirazı
bkz .� plea of confession and avoidance
davalının borcu özel bir nedenle ödemekten kaçınmasına olanak veren hak
davalının cevap layihası
Noun
esasa müteallik ve davanın reddine yönelik defi
(US) esasa müteallik ve davanın reddine yönelik defi
iddianameyi alan davalı duruşmada niçin bulunmayacağını belirterek duruşmanın devam etmesini isteyebilir
dava talebinin yerine getirildiği defisi
aynı taraflar arasında ve aynı konuda başka bir davanın derdest olduğu defi
aynı taraflar arasında ve aynı konuda başka bir davanın derdest olduğu defi
sanığın daha önce aynı suçtan dolayı mahkûm olduğu defi
sanığın daha önce aynı suçtan dolayı mahkûm olduğu defisi
(US) iddiadaki şeyleri kabul etmekle birlikte bunların etkisini yok etmek için genelde davacının dava
etmeye hakkı olmadığını kanıtlamak için yeni bir
davalı tarafından davaya karşı yapılan davanın hukuki nedenler yüzünden mesmu olmadığı defi
ölüm cezasına mahkûm olan kadının hamileliği yüzünden infazın ertelenmesi talebi
mahkeme önünde suçun kabulü
taraflardan birinin kendisine karşı öne sürülen idari işlemin kanuna aykırı olduğunu bildirerek kullandığı savunma aracı
Noun, Law
akıl hastalığı nedeniyle temyiz kudreti olmama defisi
sanığın iddianameye karşılık vermeyeceğini bildirmesi
suçunu itiraf etmek istemeyen sanığın mahkemenin kararını beklerken iddianameye cevap vermeyeceğini bildirmesi
Noun
sanığın mahkemede suçunu itiraf etmesi
davalının bir belgeyi kendinin düzenlemediğine dair defi
Noun
sanığın suçu reddeden defisi
yerine getirilen ödeme itirazı
kaziyye-i muhakeme defisi
(US) reşit olmama itirazı
dava gerekçesinin toptan reddi
Noun
hukuk muhakemeleri usul dairesi
temyiz kudreti olmadığı itirazında bulunmak
Verb
(akıl hastalığı yüzünden) ehliyetsizlik iddiasında bulunmak
Verb
yetkisizlik iddiasında bulunmak
Verb
reddi kabil olmayan savunma
(Br) US itiraz kabul etmez
(Br) US savunma dilekçesi
bir şeye itiraz etmek
Verb
davaya esastan itiraz etmek
Verb
sahtekârlık iddiasında bulunmak
Verb
sahtecilik sahtekârlık suçlamasına itiraz etmek
Verb
sahtekârlık suçlamasına itiraz etmek
Verb
temyiz kudreti bulunmadığı itirazı
davalının bir belgeyi kendisinin düzenlemediği defisi
davalının bir belgeyi kendisinin düzenlemediği defi
meşru müdafaa defisinde bulunmak
Verb