retainer

English-Turkish Translation

  1. Noun tutan/alıkoyan kimse.
  2. Noun hizmetçi, hizmetli, memur, işçi, geçimi ile yükümlü olunan kimse.
  3. Noun (dişçilikte) (a) diş düzeltici, dişi doğrultan/düzelten cihaz, (b) köprü ayağı: diş köprüsünü dişe tutturan kısım.
  4. Noun avukat ücreti, vekâlet ücreti.
  5. Noun avukat tutan kimse.
  6. Noun avukat/uzman tutma.
  7. Noun ücretle hizmet etme.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

attorney's retainer
bir avukatla müvekkili arasındaki dava vekaleti sözleşmesi
attorney's retainer
avukatla vekil arasındaki vekâlet sözleşmesi
attorney's retainer
pay akçesi
ball bearing retainer
bilyalı rulman çemberi
general retainer
götürü vekâlet ücreti
general retainer
vekâlet ücreti
grease retainer
salmastra bileziği
grease retainer
salmastra halkası Noun
grease retainer
yağ deposu Noun
put a lawyer on a retainer
ücretini peşin ödeyerek bir avukat tutmak Verb
special retainer
ücreti
hold a general retainer for sb
birinin avukatı olarak tutulmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database