sürdürmek

Turkish-English Translation

  1. Verb to assimilate
  2. Verb to carry on with sth
  3. Verb to perpetuate
  4. Verb to prolong
  5. Verb to continue
  6. Verb to carry on
  7. Verb to have someone plow (a field
  8. Verb to further
  9. Verb to keep
  10. Verb to maintain
  11. Verb to move along
  12. Verb to pick up
  13. Verb to progress
  14. Verb to pursue
  15. Verb to renew
  16. Verb to resume
  17. Verb to stick
  18. Verb to stick it out
  19. Verb to sustain
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(borsada fiyatlar) düşük seviyesini sürdürmek
to continue to rule low Verb
(borsada fiyatlar) yüksek seviyesini sürdürmek
to continue to rule high Verb
(fiyatlar) düşük düzeyini sürdürmek
to rule easier Verb
(fiyatlar) yüksekliğini sürdürmek
to rule high Verb
(savaş , mücadele , tartışma) sürdürmek
to wage Verb
babasının mesleğini sürdürmek
to follow one's father's profession Verb
başlanmış bir işi sürdürmek
to keep the ball rolling Verb
başlatılan bir şeyi sürdürmek
to keep the ball rolling Verb
bir alışkanlığı sürdürmek
to support a habit Verb
bir davayı sürdürmek
to maintain a suit Verb
bir dostluğu sürdürmek
to maintain a friendship Verb
bir etkinliği sürdürmek
to ply Verb
bir geleneği sürdürmek
to carry on a tradition Verb
bir hesabı işler halde sürdürmek
ac an account Verb
bir hesabı sürdürmek
to maintenance of an account Verb
bir konuda kararlılığını sürdürmek
to stand pat on something Verb
bir konuşmayı saatlerce sürdürmek
to sustain a conversation for hours Verb
bir konuşmayı sürdürmek
to carry on a conversation Verb
bir memleket ile diplomatik ilişkileri sürdürmek
to maintain diplomatic relation with a country Verb
bir memleketle siyasal ilişkilerini sürdürmek
to maintain diplomatic relations with a country Verb
bir ortaklığı sürdürmek
to carry on a partnership Verb
bir patent hakkını sürdürmek
to maintain a patent Verb
bir patent hakkını sürdürmek
to keep a patent alive Verb
bir sigorta poliçesinin geçerliğini sürdürmek
to keep a policy alive Verb
bir siparişi sürdürmek
to maintain order Verb
bir sözleşmeyi sürdürmek
to revive an agreement Verb
bir sözleşmeyi sürdürmek
to keep a contract alive Verb
birine cehennem hayatı sürdürmek
to lead someone a dog's life Verb
biriyle ilişkilerini sürdürmek
to continue relations with sb Verb
biriyle ilişkisini sürdürmek
to maintain relation with sb Verb
biriyle iş ilişkilerini sürdürmek
to maintain business relation with sb Verb
biriyle iş ilişkilerini sürdürmek
to maintain business relations with sb Verb
biriyle iyi ilişkileri sürdürmek
to hold terms with sb Verb
biriyle münakaşayı sürdürmek
to carry on controversy with sb Verb
birşeyi kararlılıkla sürdürmek
to stick at something Verb
birşeyi sürdürmek
to proceed with something Verb
birşeyi sürdürmek
to move something along Verb
birşeyi sürdürmek
to bear with something Verb
birşeyi sürdürmek
to see something out Verb
birşeyi sürdürmek
to stick with something Verb
birşeyi yapmayı sürdürmek
to bear with something Verb
birşeyi yapmayı sürdürmek
to keep at something Verb
birşeyle varlığını sürdürmek
to exist on something Verb
çalışmayı sürdürmek
to stay on Verb
davayı sürdürmek
to maintain a suit Verb
dostane ilişkiler sürdürmek
to maintain friendly relations Verb
dostça ilişkileri sürdürmek
to sustain friendly relations Verb
fiyatları sürdürmek
to hold back on fass Verb
fiyatları sürdürmek
to hold back on prices Verb
gayretle sürdürmek
to go along Verb
geçerliliğini sürdürmek
to stand Verb
halk arasındaki şöhretini sürdürmek
to nurse one's public Verb
hayatını sürdürmek
to keep the pot boiling Verb
iç barışı sürdürmek
to maintain internal peace Verb
içinde bulunduğu durumu sürdürmek
to stay Verb
iddiasını sürdürmek
to hold one's own Verb
iflas muamelelerini sürdürmek
to carry on the bankrupt's business Verb
ilişki sürdürmek
(to) sustain a relationship Verb
kaldığı yerden sürdürmek
to resume Verb
kalkınmayı sürdürmek
to sustain development Verb
kampanyayı sürdürmek
to make a campaign Verb
kanuni takibat sürdürmek
to carry on legal proceedings Verb
kanuni takibatı sürdürmek
to carry on legal proceedings Verb
karantinayı sürdürmek
to ride out quarantine Verb
kararlılığını sürdürmek
to stand firm Verb
kararlılığını sürdürmek
to stand pat Verb
kazanılma olasılığı olmayan bir savaşı sürdürmek
to fight a losing battle Verb
konuşmayı saatlerce sürdürmek
to sustain a conversation for hours Verb
konuşmayı sürdürmek
to keep the ball rolling Verb
konuşmayı sürdürmek
to carry on a conversation Verb
mali sorumluluk sigortasını sürdürmek
to carry a public liability motor insurance Verb
mektuplaşmayı sürdürmek
to keep up a correspondence Verb
mevcudiyetini sürdürmek
to remain in existence Verb
mücadeleyi sürdürmek
to struggle along Verb
mücadeleyi sürdürmek
to struggle on Verb
muhalefeti sürdürmek
to uphold opposition Verb
müteveffanın işini sürdürmek
to continue a deceased's business Verb
ölenin işlerini sürdürmek
to continue a deceased's business Verb
ortaklığı sürdürmek
to carry on partnership Verb
oturumu uzun sürdürmek
to have a long session Verb
patent hakkını sürdürmek
to keep a patent alive Verb
savaşı sürdürmek
to maintain a war Verb
savaşı sürdürmek
to wage war Verb
sözleşmeyi sürdürmek
to keep a contract alive Verb
tartışmayı sürdürmek
to keep up a discussion Verb
teslimatı sürdürmek
to maintain the deliveries Verb
vadesi dolmuş bir patent hakkını sürdürmek
to revive an expired patent Verb
varlığını sürdürmek
to remain Verb
varlığını sürdürmek
to live Verb
varlığını sürdürmek
to survive Verb
varlığını sürdürmek
to exist Verb
yararlı olduğu sürece biriyle temasta olmayı sürdürmek
to string along with sb Verb
yazışmayı sürdürmek
to carry on a correspondence Verb
yazışmayı sürdürmek
to maintain a correspondence Verb
bir alışkanlığı sürdürmek için para bulmak
to support a habit Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Sürmesini sağlamak, ... devam ettirmek
  2. Sürmek işini başkasına yaptırmak
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.