Bunu hiç beklemiyordum.
Exclamation, Idioms
Çok şaşırdım.
Exclamation, Idioms
Aklımın ucundan geçmedi.
Exclamation, Idioms
kendi evini yeniden görmek
Verb
birşeye birinin açısından bakmak
Verb
birşeyi birinin gözünden görmek
Verb
birşeyi birinin açısından görmek
Verb
birinin gizli plânlarını farketmek, tuzağına düşmemek.
kendi gözüyle görmek
Verb
çift görme
Noun, Medicine
bir oyunu gözden geçirmek
Verb
bir mücadeleyi sonuna kadar götürmek
Verb
(a) araştırmak, incelemek, tahkik etmek, (b) gereğini yapmak, icabına bakmak, çaresini/yolunu bulmaya
çalışmak.
I'll see to it: ben bu işin icabına bakarım/gereğini yaparım.
This car must be seen to: Bu arabaya baktırmak lâzım.
birşey için hazırlık yapmak
Verb
birşey için düzenleme yapmak
Verb
muharebeye katılmış olmak
Verb
bir şeyi sağlamaya çalışmak
Verb
güç bir durumdan kurtulmayı sağlayacak ilk çareyi görmek
Verb
biri iki (şeşi beş) görmek.
dürüst oynamaya çalışmak
Verb
bir gazeteden öğrenmek
Verb
hey! bana bak!
Se here, boys, you mustn't ever do it again!
bir iddiayı incelemek
Verb
aslı faslı olup olmadığına bakmak
Verb
bir iddiayı incelemek bakmak
Verb
tecrübelerle hayatı anlamak.
birini dışarı çıkarmak
Verb
birinin üstesinden gelmek
Verb
birine kapıyı göstermek
Verb
birinin hakkından gelmek
Verb
birşeyin üstesinden gelmek
Verb
işi bitirmek/ sonuna getirmek.
bir evi tetkik etmek
Verb
birşeyi alıcı gözle incelemek
Verb
birşeye alıcı gözle bakmak
Verb
çok öfkelenmek, gözünü kan bürümek, tepesi atmak.
öfkelenmek, gözünü kan bürümek.
birinin ciğerini okumak
Verb
birinin ruhunu okumak
Verb
ileride tehlike/engel görmek/sezmek.
aşırı sarhoşluk sonucunda yılanlar görüyor gibi olmak.
birini daha önce görmüş olmak
Verb
birini etrafta görmek
Verb
birine orada burada rastlamak
Verb
(öfke ile) reddetmek, haddini bildirmek.
I'll see him further first: Ben ona haddini bildiririm.
birisine evine kadar eşlik etmek, birini evine götürmek.
He offered to see her home.
biriyle iş konuşması yapmak
Verb
birine kapıya kadar eşlik etmek
Verb
birine istediğini vermek
Verb
birinin ihtiyacını karşılamak
Verb
birine birşeyin karşılığını vermek
Verb
birini toplantılarda görmek
Verb
birşeyi birşeyin ışığında görmek
Verb
birşeyi ele alırken birşeyi göz önüne almak
Verb
birşeyi birşeye göre değerlendirmek
Verb
birşeye birşeyin ışığında bakmak
Verb
birşeyi birşey olarak görmek
Verb
birşeyi birşey olarak kabul etmek
Verb
birşeyin birşey olduğunu düşünmek
Verb
birşeyi birşey saymak
Verb
birşeye sonuna kadar devam etmek
Verb
birşeyi devam ettirmek
Verb
birşeyi sonuna kadar götürmek
Verb
birşeyi sonuna kadar götürmek
Verb
(başına vurulunca) gözünün önünde yıldızlar uçuşmak/şimşekler çakmak.
gözünde şimşekler çakmak, şeşi beş görmek.
garanti altına almak
Verb
maksadı anlamak/kavramak.
görülecek yerleri ziyaret etmek
Verb
hayal görmek.
I must be seeing things: I can't believe the neighors have got a new car!
olayları birbirine bağlamak
Verb
(a) iyice/içyüzünü anlamak/kavramak, farkına varmak, gerçeği görmek.
He could see through her lies. (b) başarmak, tuttuğunu koparmak, sonuna kadar sebat etmek/dayanmak.
He saw the project through.
A ton of coal will see us through winter: Bir ton kömür kışa yeter/bizi yaza çıkarır.
sebat etmek, sonuna kadar dayanmak, bitirinceye kadar uğraşmak.
We are determined to see it through whatever the cost: Ne pahasına olursa olsun yapıp bitirmeye kararlıyız.
(a) araştırmak, incelemek, tahkik etmek, (b) gereğini yapmak, icabına bakmak, çaresini/yolunu bulmaya
çalışmak.
I'll see to it: ben bu işin icabına bakarım/gereğini yaparım.
This car must be seen to: Bu arabaya baktırmak lâzım.
bir şeyle ilgilenmek
Verb
birşeyi sağlama almak
Verb
birşeyi garanti altına almak
Verb
birşeyi garantilemek
Verb
birşeyi biri için yapmak
Verb
birşeyi güvenceye almak
Verb
birşeyden emin olmak
Verb
birşeyi birinin yerine yapmak
Verb
bagaja göz kulak olmak
Verb
birşeyi görecek kadar uzun yaşamak
Verb
ömrü birşeyi görmeye yetmek
Verb
birşeyi görecek kadar yaşamak
Verb
Görüşmeyeli uzun zaman oldu.
gözünde şimşekler çaktırmak
Verb
...'i bir daha gördüğünde
Adverb
...'i bir daha görürsen
Adverb
işte! gördün mü! görüyorsun ya!