self-

  1. Prefix kendi, kendini, kendinden, bizzat.
    self--analysis: kendi kendini tahlil.
  2. Prefix öz, özün.
    self--propelled: özitişimli.
  3. Prefix otomatik, kendiliğinden, kendi kendine.
    self--explanatory: kendiliğinden anlaşılan. Not:
    self-
    öneki ile teşkil edilen sözcüklerin çoğu, sona gelen sözcüğün anlamından kolayca anlaşılır. Bunlar liste halinde bu ve bunu izleyen sayfa altlarında verilmiştir.
gider pusulası Noun, Accounting
öz, kendi, kişi, zat, şahıs, benlik, kişilik, tabiat, karakter.
one's own self: bir kimsenin kendi
öz şahsı/benliği/kişiliği.
He put his whole self into the job, working day and night: Bütün benliğini işine verdi, gece gündüz çalışıyor.
I'm feeling better but I'm still not quite my old self yet: Daha iyiyim, fakat hâlâ eski ben değilim (eski kuvvetimi bulamadım).
His true self: Hakikî benliği.
His weaker self: zayıf karakteri, karakterinin zayıf tarafı.
His family consisted of self, wife and two children: Ailesi, kendisi, eşi ve iki çocuğundan ibaretti.
çıkar, menfaat, bencillik.
He always thinks of others, never of self: Daima başkalarını düşünür,
kendi çıkarını asla düşünmez.
tek(düzen), yeknesak, hep aynı, düz.
self carnation: tek renkli karanfil.
kendinden, aynı maddeden.
dress with self belt: kendinden kemerli elbise.
saf, katışıksız.
self whisky: saf viski.
kendilik, benlik Noun, Psychology
nefs Noun, Religion-Faith
suiistimal
mastürbasyon
kendini aşağılama
kendi kendini suçlama
otomatik
gönderenin adına yazılmış kart
gönderenin adının yazılı olduğu zarf
kendi kendini yönetme
kendi kendinin reklamını yapmak Verb
kendi kendini tahlil etme
kendi kendini tayin etmiş
kâhyalık eden
(vergilendirme) kendini takdir etme
kendini zorla kabul ettiren
kendi fikrinde ısrar eden
kendi tarafından tahakkuk ettirilmiş
bazı ülkelerde uygulanan ve kendi vergi borcunun hesaplandığı belgenin yükümlüler tarafından hazırlandığı sistem
kendine güvenen
muhasebede hesapların doğruluğunu garantileyen bir kontrol sisteminin bulunduğu sistem
kendin pişir kendin ye
hep kendini düşünen
kendine hâkim olma
kendine hâkim olma
kendini beğenmiş
kendini beğenmişlik
kendine güven
kendinden hoşnut
açıklama veya yorum gerektirmeyecek şekilde açık olmak Verb
meşru müdafaa ile birini öldürmek Verb
biriyle bir şey için ortaklık yapmak Verb
bir işte biriyle ortaklığa girişmek Verb
bağlanmak Verb
yanaşmak Verb
bir siyasi partiye girmek Verb
eski benliğinin enkazı durumuna gelmek Verb
tamamen kendi kendini yetiştirmiş olmak Verb
apaçık olmak Verb
zor durumlarda saygınlığını yitirmemek Verb
haline vakur bir şekilde katlanmak Verb
bir şeyle meşgul olmak Verb
kendi kendine yetme derecesi
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı Proper Name, Law
kendini saldırıya maruz bırakmak Verb
oneself
kendi hesabıma ödeyiniz
(çek) kendi hesabımdan ödeyiniz
otomatik sınama Information Technology
iş sahibinin kaynakları Noun
masesini indirmek Verb
maskesini atmak Verb
kendi, öz, bizzat.
myself: kendim,
yourself/yourselves: bizzat sen/siz,
himself: bizzat o, kendisi, özü. Suffix
kendi kendini suçlama
kendi kendini idare
kendiliğinden hak alma
kendi hakkını zorla koruma
kendi kendine vergi takdiri
öz sağlama Information Technology
ya da ödenmesi için bankaya verilen bankanın kendi çeki
(US) hesaba alacak kaydedilmesi için bankaya verilen çek
kendi kendine hâkimiyet
meşru müdafa
nefis müdafaası
nefsinden feragat etme
kendi kendini geliştirme
kendi kendine hâkim
kendini göstermeme
serbest meslek sahibi
besbelli
apaçık
öz açıklamalı Information Technology
giysinin kumaşının aynısı
kendi kendini finansman
kendi kendini yöneten
kendi kendini yöneten bölgeler Noun
kendi kendine yönetim Noun, Politics-Intl. Relations
özerk idare
kendi kendini eğitme
kendi kendine sigorta
hususi menfaatler
vergilendirilebilir tasfiye
kendi kendini tasfiye hissedarlar arasında paylaştırılma
özdenetim
öz denetim
kendine hâkim olma
nefsini koruma
kendi kendini kahraman ilan eden kişi
kendini tutma
kendine hâkim olma
şirketin riziko üzerinden kendi üzerinde tuttuğu bölüm
self servis
selfservis
öz hizmet makinesi Information Technology
kendi başına yeten
öz sınama Information Technology
kendi kendine kurulan saat
kendini eleştirilere karşı savunmak Verb
kendini savunmak Verb
kişinin vergilendirilecek varlığının değerini kendi takdir etmesi
nefis savunmasında güç kullanmak Verb
self service
quick lunch bar