seyrek.

Turkish-English Phrases

seyrek
sparse
seyrek
thin on the ground
seyrek
flimsy
seyrek
scattered
seyrek
occasionally Adverb
seyrek
unusual
seyrek
set widely apart
seyrek
infrequently Adverb
seyrek
loosely woven
seyrek
seldom
seyrek
rare
seyrek
scarce
seyrek
seldom rarely
seyrek
tenuous Adjective
seyrek
loose
seyrek
rarely Adverb
seyrek
thin
seyrek
few and far between
seyrek
infrequent
seyrek
widely set
(kumaşlarla ilgili olarak) seyrek dokunmuş
cellular
çok seyrek
scarcely Adverb
ince ve seyrek dokunmuş kumaş
gauze
küçük miktarda ve seyrek olarak alıp satılan hisse senetleri
gamma shares Noun
seyrek biçimde
sparsely Adverb
seyrek bir şekilde
infrequently Adverb
seyrek bir şekilde
sparsely Adverb
seyrek bir şekilde
occasionally Adverb
seyrek bulunur
exceptional
seyrek dokunmuş
lax
seyrek görülme
rarity Noun
seyrek karşılaşılan değerli mal
white elephant
seyrek nüfus
sparse population
seyrek nüfuslu
thin- people
seyrek nüfuslu
sparsely populated
seyrek olarak
infrequently Adverb
seyrek olarak
sparsely Adverb
seyrek olarak
sporadically Adverb
seyrek olarak
rarely Adverb
seyrek olarak
occasionally Adverb
seyrek olarak
loosely Adverb
seyrek rastlanan durum
situation out of the common
seyrek uğrayan ziyaretçi
infrequent visitor
seyrek yerleşme bölgesi
separately settled area
seyrek yerleşme bölgesi
sparsely settled area
Turkish-English phrases from Zargan's own database

seyrek
Parçaları veya ... bulunan, aralıklı