shirt

  1. Noun, Textile Industry gömlek
  2. Noun gömlek.
    stiff/dress/starched shirt: kolalı gömlek.
    not to have a shirt on one's back: sırtına
    giyecek gömleği olmamak.
    shirt sleeve: gömlek kolu,
    dress shirt: smokin gömleği.
    shirt front: kolalı gömlek göğüslüğü.
birisini kızdırmak /sinirlendirmek/çileden çıkarmak.
(Sırtındaki gömleğine kadar) herşeyini vermek/feda etmek.
soğukkanlılığını korumak, sinirlenmemek, sinirlerine hâkim olmak.
Keep your shirt on! Sinirlenme! Kendine hâkim ol!
her şey ile kumar oynamak Verb
meteliksiz kalmak Verb
meteliksiz kalmak.
her şeyi öne sürmek Verb
her şeyine bahse girmek Verb
(yarışta) bütün parasını bir at üzerine koyarak bahse girmek.
tek bir darbe ile başarıyı elde etmeye çalışmak Verb
göğsü bağır açık
mintan
düz yakalı, yatay çizgili dokuma gömlek.
Kara gömlekli, Faşist.
gövdeye sımsıkı oturan gömlek. Noun
kolalı gömlek.
Alman Nazi hücum kıtası mensubu. Noun
faşist. Noun
frak gömleği. sport shirt Noun
frak gömleği
kıl fanilâ: vaktiyle keşişlerin kendilerine eziyet için giydikleri kaba giysi. Noun
kısa kollu gömlek
resmiyete önem veren kibirli kimse.
eşofman. Noun
bisiklet fanila
tişört
T-shirt Noun
gömlekçi
gömlek kolu
birini çok sevindirmek Verb
zıvanadan çıkarmak Verb
bütün servetim üzerine bahse girerim ki ….
sakin olmak, heyecana/telâşa kapılmamak. Verb
Bu gömlek sana yakışmış.