sluggish

English-Turkish Translation

  1. Adjective tembel, uyuşuk.
    I feel rather sluggish in the heat of the day.
  2. Adjective tam/normal çalışmayan.
    a sluggish liver.
  3. Adjective yavaş/ağır yürüyen/hareket eden/akan.
    a sluggish stream/car engine.
  4. Adjective yavaş (hareket).
  5. Adjective gevşek, durgun, cansız (ticaret).
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

sluggish demand
gevşek talep
sluggish demand
düşük talep
sluggish foreclosure
hileli iflas Noun, Law
sluggish market
dar hacimli ve hareket görmeyen menkul kıymetlerin ticaretinin yapıldığı piyasa
sluggish pace of business
konjonktürün düşük olması
English-Turkish phrases from Zargan's own database