soil

English-Turkish Translation

  1. Noun, Geography toprak
  2. Noun, Textile Industry kir
  3. Noun, Textile Industry leke
  4. Noun, Construction zemin
  5. Noun, Textile Industry pislik
  6. Noun toprak.
    alluvial soil: lığlı toprak.
    poor soil: verimsiz toprak.
    rich soil: verimli
    toprak.
    sandy soil: kumlu toprak.
  7. Noun ülke, memleket, arazi, bölge.
    one's native soil: anavatan.
    It was the first time I had set
    foot on British soil: İngiltereye ilk ayak bastığım zamandı.
  8. Noun gelişme ortamı.
  9. Noun leke, kir.
  10. Noun çöp, pislik, çirkef.
  11. Noun gübre.
  12. kirletme(k), lekeleme(k).
  13. kirlenme(k), lekelenme(k).
  14. namusuna leke sürme(k).
  15. (sığır ve atları) taze otla beslemek, semirtmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

one's native soil
bir kimsenin doğduğu memleket
soil one's underclothes
altına yapmak Verb
soil Poisson's ratio
zemin Poisson oranı Noun, Construction
soil-structure interaction (SSI)
zemin-yapı etkileşimi Noun, Construction
alkali soil
alkali toprak: alkali oranı veya sodyum miktarı fazla toprak (iyi ürün yetiştirmez). Noun
alluvial soil
alüvyonlu toprak
ball of soil
küre
cohesive soil
kohezyonlu zemin, kendini tutan zemin Noun, Construction
common in the soil
bir kimsenin başka birinin arazisinde maden veya taşocağı işletme hakkı
common soil
umumi arazi
composition of the soil
toprağın bileşimi
cultivate the soil
toprağı ekmek Verb
cultivation of the soil
toprağın sürülüp ekilmesi
dead soil
verimsiz toprak
exhaust the soil
toprağı yormak Verb
fat soil
bereketli toprak
fertile soil
verimli toprak
fertilize the soil
toprağın bereketini artırmak Verb
fertilize the soil
gübrelemek Verb
fertilize the soil
tohumlamak Verb
free soil
özgür bölge, (ABD'de iç savaşlardan önce) köleliğin yasak olduğu bölge. Noun
fruitful soil
verimli toprak
gombo soil
gumbo = gombo ile ayni anlama gelir. balçık, sulanınca yapışkan toprak.
good soil
iyi toprak
heavy soil
balçıklı toprak
impoverish the soil
bir toprağın verimini düşürmek Verb
impoverishment of the soil
toprağın verimini yitirmesi
infertile soil
verimsiz toprak
light soil
hafif toprak
maiden soil
bakir toprak
maiden soil
genç
night soil
insan gübresi, gübre olarak kullanılan insan dışkısı. Noun
night soil
insan dışkısı Noun, Environment-Ecology
poor soil
verimsiz toprak
poverty of soil
toprağın verimsizliği
produce of soil
toprak mahsulleri Noun
produce of soil
toprak mahsullüleri Noun
production of the soil
toprağın mahsulü
productive power of the soil
toprağın verimliliği
productive soil
verimli toprak
products of the soil
toprak ürünleri Noun
red soil
terra rosa Noun, Geography
residue of grain mixed with stones and soil
harman sonu
rich soil
verimli toprak
sabine soil
tuzlak
soft soil
yumuşak zemin Noun, Construction
stubborn soil
zor çalışan toprak
till the soil
toprağı sürmek Verb
virgin soil
bakir toprak
wrest a living from the soil
ekmeğini taştan çıkarmak Verb
soil analysis
toprak analizi
soil bank
toprağı zenginleştirmek için boş bırakan çiftçiye yapılan para yardımı.
soil conservation
toprağı ve doğal kaynakları koruma.
soil easily
çabuk kirlenmek Verb
soil erosion
erozyon
soil erosion
toprak erozyonu Noun, Geography
soil fertility
toprak verimliliği
soil improvement
toprağın ıslahı
soil improvement
toprağın iyileşmesi
soil improvement
toprak ıslahı
soil mixture
harç
soil moisture
toprak nemi
soil pollution
toprak kirliliği
soil products office
toprak mahsulleri ofisi (tmo)
soil rot

pox ile ayni anlama gelir. tatlı patateste çukur yaralar meydana getiren bitki hastalığı:
Streptomyces
ipomoea adlı mantar sebep olur.
soil rot
pox (3).
soil science
toprak bilimi Noun, Geography
soil stiffness
zemin rijitliği Noun, Construction
soil temperature
toprak ısı derecesi
soil temperature
toprak sıcaklığı
soil working
toprak işlemek Verb
soil working
toprak işleme
Soil, Fertilizer and Water Resources Central Research Institute
Toprak, Gübre ve Su Kaynakları Merkez Araştırma Enstitüsü Noun, Organizations
(child's language) to soil or wet (with feces or urine
etmek Verb
Turkish Foundation for Combating Soil Erosion, Reforestation and the Protection of Natural Habitats
TEMA Vakfı Proper Name
Turkish Foundation for Combating Soil Erosion, Reforestation and the Protection of Natural Habitats
Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı Proper Name
English-Turkish phrases from Zargan's own database