steady

  1. Adjective sabit, kararlı, muhkem, sağlam, dengeli.
    a steady ladder: sabit/sağlam merdiven.
    steady weather: kararlı hava.
  2. Adjective düzenli, muntazam.
  3. Adjective sürekli, kesintisiz, tekdüze.
  4. Adjective daimî, herzamanki, alışılan.
    a steady customer.
  5. Adjective sabit, hareketsiz, mazbut, değişmez, titremez, sallanmaz, sarsılmaz.
    keep steady: kımıldamamak,
    dengede tutmak/durmak.
    lead a steady life: mazbut bir hayat sürmek, çapkınlıktan/hovardalıktan kaçınarak namuslu/düzenli bir tarzda yaşamak.
  6. Adjective sebatkâr, metin, azimkâr, dönmez.
    a steady purpose.
  7. Adjective ağırbaşlı.
  8. Adjective, Maritime Traffic rüzgârdan sallanmaz, muvazeneli, oturaklı.
  9. Exclamation sakin ol! kendine gel! yavaş! kımıldama! salla(n)ma!
  10. Adjective daimî sevgili, devamlı olarak flört yapılan kimse.
  11. Adjective sabit/kararlı olmak/kılmak, sallanmamak, kımıldamamak.
normal yoluna gitmek Verb
birisiyle devamlı olarak flört etmek.
devamlı olarak aynı kişi ile flört etmek.
(piyasa) istikrarlı olmak Verb
istikrar kazanmak Verb
(İngiliz Lirası) sabit olmak Verb
(fiyatlar) sabit olmak Verb
(borsa) sabit olmak Verb
(piyasa) istikrarlı kalmak Verb
(fiyatlar) istikrarlı olmak Verb
ılımlı iklim
devamlı müşteri
muntazam talep
değişmeyen talep
ustalık Noun
muntazam gelir
muntazam artış
iniş çıkış göstermeyen piyasa
sağlam borsa
değişmeyen fiyatlar Noun
muntazam üretim
sürekli okuyucu
istikrarlı fiyat
düzgün adım
muntazam iş
çalışkan işçi
...'in usta elleri Noun
(a) kaya gibi sağlam, (b) güvenilir, itimada şayan.
(fiyatlar) genelde istikrarlı olmak Verb
tırıs gitmek Verb
muntazam geliri olmak Verb
düzenli bir hayat sürmek Verb
düzgün hayat sürmek Verb
istikrarlı bir hayat sürmek Verb
sağlam temel üstünde
okyanusun karayı muntazaman yemesi