stomach

  1. Noun, Anatomy mide
  2. karın, göbek.
  3. iştah.
  4. istek, arzu, niyet, heves.
    I have no stomach for adventure: Maceraya hevesim yok.
  5. (a) yürek, cesaret, (b) gurur, kibir, (c) öfke, nefret, kin.
  6. yemek, mideye indirmek, midede tutabilmek.
    The sick man couldn't even stomach liquids.
  7. sindirmek, hazmetmek.
  8. katlanmak, tahammül etmek, dayanmak.
  9. gücenmek, kızmak, kin beslemek.
çok acıkmak Verb
kurt gibi aç olmak Verb
midesini bulandırmak Verb
gastrik bypass Noun, Medicine
mide bypass ameliyatı Noun, Medicine
midesini bozmak Verb
tok olmak Verb
aç karnına Adverb
aç açına Adverb
boş mideye
mide bozukluğu
: karın ağrılı.
mide kanseri Noun, Medicine
mide-bağırsak enfeksiyonu Noun, Medicine
gastroenterit Noun, Medicine
mide yıkama tulumbası. Noun
mide yıkama Noun, Medicine
gastrik lavaj Noun, Medicine
sweetbread (1). Noun
sweetbread ile ayni anlama gelir. (yiyecek olarak) pankreas, uykuluk, dana/kuzu uykuluğu.
(çocuklarda) alt köpek dişi. Noun
mide bozukluğu
mide yıkama Noun, Medicine
gastrik lavaj Noun, Medicine
şerit kurdu
(Haemonchus contortus): davar ve sığırların midesine arız olan asalak kurt.
wireworm
ile ayni anlama gelir.
Noun
kavga heveslisi olmamak Verb
karnını içeri çekmek Verb