Güneş Dil Teorisi
Proper Name, History
günbatımı sendromu
Noun, Medicine
günbatımı sendromu
Noun, Medicine
Güneşte Bir Leke
Proper Name, Cinema
güneş almak/görmek.
This room catches the sun.
güneş tutulması
Noun, Astronomy
ortalama güneş: gök ekvatorunda düzgün hızla hareket eden ve yıllık devrini hakikî güneşle aynı zamanda tamamlayan sanal güneş.
Noun
yazın kutup bölgelerinde güneşin geceyarısı görülmesi
(kutuplar civarında) gece yarısı güneşi.
(yeryüzündeki) hiçbir şey.
Nothing under the sun lasts forever: Hiçbir şey ebedî değildir.
ün kazanma, tanınma, yüksek mevki ve şöhret.
demand a place in the sun: (bir millet) lâyık olduğu
mevki ve itibarı istemek.
take one's place in the sun: ün/şöhret kazanmak, yıldızı parlamak.
dünyada, yeryüzünde.
everything under the sun: mümkün olan her şey.
He tried everything under the sun.
güneş hayvancıkları
(Heliozoa). Tatlı sularda yaşayan birgözeli kökayaklı hayvancıklar.
Noun
güneş ışığından kör olmak
Verb
güneş pusulası: kutuplarda kullanılan ve güneş ışınlariyle işleyen pusula.
yaz başlangıcında güneşe tapma dansı.
güneş banyosu yapılan güverte/balkon.
güneş dişli, (dış tekerleme dişli düzeninde) merkez dişlisi.
(a) mor ötesi ışınları veren elektrik lambası, (b)
sin. çok kuvvetli ışık veren lamba.
cam duvarlı ve güneşli oda.
cam duvarlı ve güneşli oda.
(a) güneşleme damı, (b) arabanın açılabilen üst kısmı.
cam duvarlı ve güneşli oda.
sarı sütleğen
(Euphorbia helioscopia).
güneşte yanma/bronzlaşma, güneş yanığı ten.
güneş siperliği
Transport
fırsatı kaçırmamak, fırsattan yararlanmak.