Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
swim
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
batmamak, su yüzünde durmak.
swim in
: taşmak, dolmak.
eyes swimming with tears
: gözyaşları içinde, gözlerinden yaşlar boşanarak.
yüzerek geçmek.
to swim across a river
: yüzerek nehri geçmek.
başı dönmek, sersemlemek, bayılmak.
My head is swimming
: Başım dönüyor.
Everything swam before
my eyes: Gözlerimin önünde her şey dönüyordu.
baş dönmesi, baygınlık.
yüzme, yüzme hareketi.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
be out of the swim
günü gününe haberdar olmamak
Verb
in the swim
âşina, haberdar.
swim a crawl
kulaçlamak
Verb
swim a crawl
kulaç atmak
Verb
swim a stroke
kulaç atmak
Verb
swim a stroke
kulaçlamak
Verb
swim against the stream
akıntıya kürek çekmek, olaylara karşı koymak.
swim against the tide
olaylara karşı koymak
Verb
swim bladder
(balıklarda) hava kesesi.
Noun
swim fin
(balıklarda) yüzgeç.
Noun
swim in
boğulmak
Verb
swim in
taşmak
Verb
swim in
dalmak
Verb
swim in
yüzdürmek
Verb
swim in
içine batmak
Verb
swim in
yüzerek geçmek
Verb
gas bladder, swim bladder
air bladder
ile ayni anlama gelir. (balıklarda) hava kesesi.
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.