swim

  1. batmamak, su yüzünde durmak.
  2. swim in: taşmak, dolmak. eyes swimming with tears: gözyaşları içinde, gözlerinden yaşlar boşanarak.
  3. yüzerek geçmek.
    to swim across a river: yüzerek nehri geçmek.
  4. başı dönmek, sersemlemek, bayılmak.
    My head is swimming: Başım dönüyor.
    Everything swam before
    my eyes: Gözlerimin önünde her şey dönüyordu.
  5. baş dönmesi, baygınlık.
  6. yüzme, yüzme hareketi.
günü gününe haberdar olmamak Verb
âşina, haberdar.
kulaçlamak Verb
kulaç atmak Verb
kulaç atmak Verb
kulaçlamak Verb
akıntıya kürek çekmek, olaylara karşı koymak.
olaylara karşı koymak Verb
(balıklarda) hava kesesi. Noun
(balıklarda) yüzgeç. Noun
boğulmak Verb
taşmak Verb
dalmak Verb
yüzdürmek Verb
içine batmak Verb
yüzerek geçmek Verb
air bladder ile ayni anlama gelir. (balıklarda) hava kesesi.