taş

Turkish-English Translation

  1. stone
  2. rock
  3. gem
  4. dig
  5. calculus
  6. (jewel) stone
  7. playing piece
  8. barbed allusion
  9. (med) stone
  10. made of stone
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Başka yerde sınıflandırılmamış diğer madencilik ve taş ocakçılığı (NACE kodu: 08.99)
Other mining and quarrying n.e.c. (NACE code: B8.9.9) Noun, Trades-Professions
Başka yerde sınıflandırılmamış madencilik ve taş ocakçılığı (NACE kodu: 08.9)
Mining and quarrying n.e.c. (NACE code: B8.9) Noun, Trades-Professions
Diğer madencilik ve taş ocakçılığı (NACE kodu: 08)
Other mining and quarrying (NACE code: B8) Noun, Trades-Professions
Kum, kil ve taş ocakçılığı (NACE kodu: 08.1)
Quarrying of stone, sand and clay (NACE code: B8.1) Noun, Trades-Professions
Maden, taş ocağı ve inşaat makineleri imalatı (NACE kodu: 28.92)
Manufacture of machinery for mining, quarrying and construction (NACE code: C28.9.2) Noun, Trades-Professions
Madencilik ve taş ocakçılığı (NACE kodu: B)
Mining and quarrying (NACE code: B) Noun, Trades-Professions
Madencilik ve taş ocakçılığını destekleyici diğer faaliyetler (NACE kodu: 09.9)
Support activities for other mining and quarrying (NACE code: B9.9) Noun, Trades-Professions
Madencilik ve taş ocakçılığını destekleyici diğer faaliyetler (NACE kodu: 09.90)
Support activities for other mining and quarrying (NACE code: B9.9.0) Noun, Trades-Professions
safra kesesi taşı
gallstones Noun, Medicine
safra kesesi taşı
gallbladder stones Noun, Medicine
safra kesesi taşı
bilestones Noun, Medicine
safra kesesi taşı
cholelithiasis Noun, Medicine
Taş kömürü madenciliği (NACE kodu: 05.1)
Mining of hard coal (NACE code: B5.1) Noun, Trades-Professions
Taş kömürü madenciliği (NACE kodu: 05.10)
Mining of hard coal (NACE code: B5.1.0) Noun, Trades-Professions
Taş ve mermerin kesilmesi, şekil verilmesi ve bitirilmesi (NACE kodu: 23.70)
Cutting, shaping and finishing of stone (NACE code: C23.7.0) Noun, Trades-Professions
Taş ve mermerin kesilmesi, şekil verilmesi ve kullanılabilir hale getirilmesi (NACE kodu: 23.7)
Cutting, shaping and finishing of stone (NACE code: C23.7) Noun, Trades-Professions
değerli taş
gem stone
dikili taş
stele
dikili taş
obelisk
kesme taş
hewn stone
kırma taş
crushed stone Noun, Construction
kırma taş
road metal
kıymetli taş
precious stone
kıymetli taş
gem
kıymetli taş
jewel
öğütme hassası olan taş
grit
ustura bilemeye mahsus taş
hone
üzerinde binanın yapılma tarihi bulunan taş
corner stone Noun
yalancı taş
imitation jewel
yarı değerli taş
semiprecious stone
taş anıt
monolith
taş anıt
stele
taş atımı
stone's throw
taş atma
innuendo
taş atmak
to cast aspersions Verb
taş atmak
to allude Verb
taş baskı
lithograph
taş baskı ile basmak
to lithograph Verb
taş basması
lithograph
taş bebek
dolly bird
taş bilimi
lithology Noun, Earth Sciences
taş bilimi
petrology Noun, Earth Sciences
taş çatlasa ondan önce oraya varamam
at best I cannot arrive before him
taş deviri
the stone age
Taş Devri
Stone Age Noun, History
taş işleme
stonework
taş kalem
pencil
taş kalem
slate-pencil
taş kayası
giant goby Noun, Zoology
taş kırma makinesi
stone crusher
taş kömürü
coal
taş küre
crust Noun, Geography
taş ocağı
stone quarry Noun, Quarrying
taş ocağı
quarry Noun, Quarrying
taş taş üstünde bırakmamak
to devastate Verb
taş taş üstünde bırakmamak
to reduce something to rubble Verb
taş taş üstünde bırakmamak
to leave not a stick standing Verb
taş üstü süsü
tracey
taş yağmuru
shower of stones
taş yağmuru
volley of stones
taş yığını
rockfall
taş yığını halinde anıt
cairn
taş yontma
drag
taş yontmak
to drag Verb
taş yünü
rock wool Noun
taş yürekli
hardhearted
taş yürekli
hard of heart
taş yürekli
stonyhearted
taş yüreklilik
hardheartedness
(dama , satranç) taş sürme
move
altına bakılmadık taş bırakmamak
to leave no stone unturned Verb
asfalt veya taş ile döşemek
to pave Verb
bağrına taş basmak
to suffer patiently Verb
bir bakana taş atmak
to throw out innuendos against a minister Verb
bir taş atımı (çok kısa mesafe
stone's throw
bir taş atımı uzaklıkta
within a stone's throw
birine taş atmak
to have a sly hit at sb Verb
birine taş atmak
to have a slight dig at sb Verb
birine taş atmak
to throw stones at sb Verb
bu böceğin taş üzerine işlenmiş resmi
scarab
bulanık suya taş atmak
toss a pebble into a churning sea Verb
cilalı taş devrine ait
neolithic
çizgili olarak taş yontma
tooling
dağın eteğinde toplanmış taş yığını
scree
düşmekte olan taş parçaları
rockfall Noun
'e taş çıkarmak
to give points to Verb
kıymetli taş oyma sanatı
glyptography
o sözüyle başa taş attı
that remark was a cut at me
tek taş mücevher
solitaire
üzerine kurşun veya taş yağdırmak
to pepper Verb
yontma taş devrine ait
paleolithic
düşüş tas başlığı
crash helmet
eski hamam eski tas
business as usual
eski tas eski hamam
business as usual
metal tas
metal bowl
tas
bowl
tas
porringer
tas
vessel
tas
stoup
tas
basin
tas
can
tas kebap
a stew made of meat and vegetables
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Yeryüzünün sertleşmiş ve katılaşmış tabakalarında bulunan, ... birleşimdeki çok sert cisim
  2. bk. –daş
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

tas
İçine su, sulu şeyler ve çeşitli ... ayaksız, derince, yayvan kap