target

  1. hedef.
  2. amaç, gaye.
  3. tenkit konusu, tenkide/eleştiriye konu olan kimse.
    to be the target for popular ridicule: halka
    gülünç olmak, elâleme rezil ve maskara olmak.
  4. yuvarlak kalkan.
  5. uzaktan görülebilecek yuvarlak işaret levhası.
  6. demiryolu makas levhası (hattın açık/kapalı olduğunu gösterir).
hedefine ulaşamamak Verb
hedef almak Verb
hedefe yaklaşma
bölge hedefi
bütçe hedefi
bütçe hedefi
hedef merkezi
holding hedefi
tahrip hedefi
hedeflenen kâr
masraf hedefi
tam istihdam hedefi
füzeyi hedefine yöneltmek Verb
bir füzeyi hedefine yöneltmek Verb
rastlamak Verb
hedefe isabet etmek Verb
yatırım hedefi
meşru hedef Noun, Military
ıskalamak Verb
(a) hedefe yöneltilmiş, gayeye hizmet eden, isabetli, (b) kıvamında, maksada uygun/elverişli.
randıman hedefi
maaş artırma tavanı
bir hedefi saptamak Verb
küçük ve kesin hedef
planlama hedefi
varılması planlanan nüfus
ana hedef
üretim hedefi
kâr hedefi
satış hedefi (ulaşılması istenilen adetsel satış hedefi saptanması
kolay hedef
grevin amacı
karavana atmak (argo) Verb
hedef tespiti
hedef bölgesi
hedef alanı
hedef kitle Noun, Advertising
hedef izleyici kitlesi Noun, Advertising
hedef kitle Noun
standart maliyet
amaçlanan tarih: tasarlanan başlama/bitim tarihi.
hedef tahribi
hedef lenen rakamlar Noun
hedef grup
hedef kitle Noun, Advertising
hedef sanayiler Noun
hedeflenen stok mevcudu
hedef dil
hedef dil Noun, Translation
erek dil Noun, Translation
hedef piyasa
hedef pazar
atış talimi.
(AT) hedef fiyat (bir malın AT tarafından saptanan fiyatı
hedef fiyat
hedef indirimi Noun, Competition Law
birşeyi birine yöneltmek Verb
birşeyle birini hedeflemek Verb
birşeyle birini hedef almak Verb
birşeyi birşeye yöneltmek Verb
birşeyle birşeyi hedeflemek Verb
birşeyle birşeyi hedef almak Verb
hedef metin Noun, Translation
erek metin Noun, Translation
hedef izleyici birim Noun, Military
hedefine isabet ettirememek Verb
silah hedef hattı