task

  1. iş, görev, ödev, vazife.
  2. zor/çetin iş, külfet.
  3. vergi, mükellefiyet, angarya.
  4. iş /görev vermek, görevlendirmek, külfet yüklemek, mükellef tutmak.
  5. suçlamak, itham etmek, kabahatli bulmak, azarlamak, paylamak.
  6. vergi koymak.
görevini tamamlamak Verb
bütün enerjisini bir işe harcamak Verb
işinin ehli olmadığını göstermek Verb
bir işi ele almak Verb
bir işe el atmak Verb
belleğini zorlamak Verb
görevini tam hakkıyla yapmak Verb
bir işi tamamlamak Verb
bir tasarının gerçekleştirilmesi
bir işe kolları sıvamak Verb
kendini bir işe adamak Verb
kişinin kendini görevine vermesi
bir işi ele almak Verb
değerlendirme çalışması
görev vermek Verb
birini görevlendirmek Verb
birine bir görev vermek Verb
görev verme
bir görev verme
bir işe ehliyetli olmak Verb
bir iş için gerekli vasıflara sahip olmamak Verb
kârsız bir işe girişmiş olmak Verb
görevlendirilmek Verb
bir görevi becermek Verb
bir işin çoğunu yapıp bitirmek.
güç bir işi becermek Verb
bir görevi yerine getirmek Verb
bir görevi yapmak Verb
birine bir görev vermek Verb
şirket görevi
bir görevi yerine getirmek Verb
bir görevi başarmak Verb
günlük iş
gün lük işler Noun
güç görev
bitip tükenmek bilmeyen iş
bir görev vermek Verb
görevlendirmek Verb
birine bir görev vermek Verb
bir görevi denemek Verb
zahmetli iş
ilave görev
kendini bir işe ehil ehl görmek Verb
bir şeyi becerebileceğini düşünmek Verb
bir görevi birdenbire yüzüstü bırakmak Verb
yeni bir iş üstlenmek Verb
saptanan bir iş standardıdır
yüzdeyüz üretim ölçüsüne erişmek amacıyla işçi başına büyük miktarlarda parça üretimini esas tutar
tatil ödevi
bir görevi acele yerine getirmek Verb
baş görev
çetin iş
birinin görevini hafifletmek Verb
ayak işi
bir görevin tehlikesini asgariye indirmek Verb
bir görevi yerine getirmek için metanetini ele almak Verb
süfli bir işe girmek Verb
güç görev
bir görevi yapmak Verb
bir görevi gerçekleştirmek Verb
bir görevi yerine getirmek Verb
bir görevi yerine getirmek Verb
performans ödevi Noun, Education-Training
sıkıcı bir işi bitirmeye çalışmak Verb
polis görevi
önerilen görev
öncelikli görev
bir işe dönmek Verb
görev vermek Verb
birine iş vermek Verb
birine bir iş vermek Verb
güç bir iş başarmak Verb
ikaz/tekdir etmek, hesap sormak, azarlamak, paylamak.
paylamak Verb
azarlamak Verb
azarlamak, paylamak.
bir görevin başarıyla yerine getirilmesi
bir görev üstlenmek Verb
bir görevin üstlenilmesi
bir işi başarmak için yetersiz
çetin iş
görev çerçevesinde
görev dağılımı Noun, Management
görev dağıtımı Noun, Management
eldeki iş
bir görevin belirli bir sürede tamamlanması durumunda verilen ödül
(a)
ask. görev kuvveti: belirli bir harekâtın veya görevin ifası maksadıyla tek bir komutanın
emrinde geçici olarak toplanmış birlikler, (b) özel kurul/komisyon: özel bir konuyu incelemek/araştırmak için teşkil edilen geçici komisyon.
Görev listesi Information Technology
götürü ücret
parça işi
götürü iş
hava görev gücü
birini görevlendirmek Verb
birine görev vermek Verb
sorumluluk sahibi birine bir görev vermek Verb
özel olarak istihdam edilen yönetici kadro
Çekiç Güç Proper Name, Military
Mali Eylem Görev Gücü Noun, Criminal Law