those

  1. şunlar, onlar. Tekili:
    that.
(US) kendi mallarını başka markalı mal diye yutturmak Verb
mevcut
mevcut bulunanlar
hazirun
(US) hazır bulunanlar
hazır bulunanlar Noun
hüküm giyenler Noun, Law
bütün hazır bulunanlar
Sabreden derviş, muradına ermiş. Sentence
Allah çalışana yardım eder.
mevcutlar listesi
mevcut kişilerin isimleri Noun
mevcut kişilerin adları Noun
(US) başka bir marka mal gibi yutturmak Verb
muhtaç durumda olanlara yardım etmek Verb
Atalarımız bizden çok üstün kimselerdi.
sözüm meclisten dışarı
Karada Çıkabilecek Yangınlarla, Deniz, Liman veya Kıyıda Çıkıp Karaya Ulaşabilecek ve Yayılabilecek veya
Karada Çıkıp Kıyı, Liman ve Denize Ulaşabilecek Yangınlara Karşı Alınabilecek Önleme, Söndürme ve Kurtarma Tedbirleri Hakkında Yönetmelik
Proper Name, Law