köşeye sıkıştırılmış durumda olmak
Verb
çıkmaza sürüklemek, bozguna uğratmak.
meşru müdafaa durumunda bulunmak
Verb
altta kalmak, iflâs etmek.
(a) yenilmek, bozguna uğramak, ezilmek, altta kalmak, teslim olmak, (b) iflâs etmek.
ümitsiz/müşkül durumda olmak, sıkışmak, çıkmaza saplanmak.
The inflation is beyond the control, and the economy's really got its back to the wall.
(nefis savunmasında) sırtını duvara verme
boşuna nefes tüketmek, beyhude çabalamak.
You might as well talk to a brick wall: Boşuna nefes tüketme.
boydan boya, uçtan uca, tüm, bütün döşemeyi örten.
a wall-to-wall carpet.
Adjective
iflas durumundaki bir kişi ya da şirket
(savaş vb.) son bir gayretle, mezbuhane, can havliyle, canını dişine takarak, ric'at hattı kesilmiş olarak.
ölmek var dönmek yok, geri dönüş imkânsız.