warning

  1. Noun, Law ihtar
  2. Noun ikaz
  3. Noun uyarı
  4. Noun uyarı
  5. uyarıcı, ikaz/ihtar edici.
    He gave me a warning look. They fired some warning shots.
  6. uyarı, uyarma, ikaz,ihtar, haber verme.
    He paid no attention to my warnings.
    as a warning to
    others: ibret için, başkalarına ibret/ders olsun diye.
işverenine ihtarda bulunmak Verb
işverene ihtarda bulunmak Verb
bir dakikalık uyarı
bir haftalık mühlet.
(rol sırası gelen oyuncuyu) sahneye çağırma.
peşin uyarı
hava erken uyarısı
hava baskını uyarısı
hava baskını uyarısı
bir dakikalık uyarı
uyarısız saldırmak Verb
sesli uyarı
tehlike uyarısı
uyarı yapmak Verb
uyarıda bulunmak Verb
uyarmak Verb
bir uyarıya kulak asmamak Verb
erken uyarı
erken uyarı
zamanında yapılan ihbar
açık ikaz
fırtına uyarısı
bora uyarısı
bir aylık ihtar süresi vermek Verb
bir memura ihtarda bulunmak Verb
bir memura ihtarda bulunmak Verb
işçiye uyarıda bulunmak Verb
bir aylık ihtar süresi vermek Verb
birine kanunun öngördüğü şekilde ihtarda bulunmak Verb
birine resmi ikazda bulunmak Verb
birine resmen ihtarda bulunmak Verb
kiracıya ihtarda bulunmak Verb
uyarmak, ikaz/ihtar etmek, tehlikeyi haber vermek.
uyarıya aldırmamak Verb
birini sadece uyarmak Verb
birini uyararak serbest bırakmak Verb
birini uyararak gitmesine izin vermek Verb
ihtarname Noun
polis ihbarı
önemli duyuru
fırtına alâmeti. Noun
(radyo vb. ile) fırtına uyarısı. Noun
tehlike emaresi/işareti. Noun
ikazda bulunmak Verb
ibret almak Verb
ibret/ders almak, nasihat kabul etmek.
You should take warning from what happened to me.
ihtar üzerine Adverb
başka bir ihbarda bulunmaksızın
habersizce
habersiz
apansız apansızın
uyarı sesi Information Technology
işaret/ hazırlık zili.
ihtarnâme Noun, Law
uyarı düzeyi
ikaz lambası Noun
uyarı iletisi Information Technology
uyarı sinyali
ihtar işareti
ikaz levhası Noun
uyarı sosi
uyarı işareti Noun
ikaz işareti Noun
öncü sinyal Noun
uyarı küresi Noun
uyarı grevi
ikaz grevi
ikaz üçgeni Noun, Transport
reflektör Transport
üçgen reflektör Transport
hava haber verme ve kontrol sistemi
sesli ikaz cihazı Noun, Transport
başkalarına uyarı olmak Verb
.: birisine ibret /ders olmak.
başkalarına uyarı olmak Verb
uzak erken uyarma ve ikaz hattı
erken uyarı uydusu
erken uyarı sinyali Noun
erken uyarı istasyonu
uyarı için havaya birkaç el ateş etmek Verb
vergi ödemesi için bir uyarıda bulunmak Verb
birine ihtar vermek Verb
Erken Uyarma Sistemi: düşman uçaklarının yaklaştığını önceden haber veren radar ağı. Noun
Planlama ve Erken Uyarı Birimi