wave

  1. Noun, Physics dalga
  2. Noun furya
  3. Noun dalga.
    The waves rose and fell on the shore.
  4. Noun dalga.
    a wave of anger/fear/violence/enthusiasm. a heat wave .
  5. Noun dalgalanma.
  6. Noun ondüle, saç dalgası.
  7. Noun el sallama, el işareti.
  8. Noun hare, kumaş dalgası.
  9. Noun, Physics dalga.
    wave analyser: dalga çözümleci.
    wave band: dalga kuşağı.
    wave crest: dalga
    tepesi.
    wave equation: dalga denklemi.
    wave frequency: dalga sıklığı/ frekansı.
    wave front: dalga yüzü.
    wave function: dalga işlevi.
    wave group: dalga çıkını.
    wave guide: dalga kılavuzu.
    wave mechanics: dalga işleybilimi/mekaniği.
    wavemeter: frekans-ölçer.
    wave number: dalga sayısı.
    wave package: dalga çıkını.
    wave period: dalga dönemi.
    wave surface: dalga yüzü.
    wave train: dalga katarı.
    wave trough: dalga çukuru.
  10. Noun su kütlesi, deniz.
  11. Verb dalgalan(dır)mak.
  12. Verb el sallamak.
  13. Verb sallanmak.
  14. Verb el sallayarak işaret vermek.
    to wave farewell/goodby: el/mendil sallayarak veda etmek.
    wave
    on: el işareti ile ileri gitmesini belirtmek.
    to wave a car to a halt: el ile otomobile dur işareti vermek.
  15. Verb ondüle yapmak.
  16. Verb harelemek.
kütleçekim dalgası Noun, Astrophysics
yerçekimi dalgası Noun, Astrophysics
yürüyen dalga Noun, Geology
hendek tipi dalga bariyeri Noun, Construction
mendil sallamak Verb
kütleçekim dalgası Noun, Astrophysics
yerçekimi dalgası Noun, Astrophysics
dalgalandırmak Verb
hava dalgası Noun
beyin dalgası: olgun bir insan beyninin yaydığı elektrik dalgası: saniyede 8-12 düzgün titreşimden oluşur.
en uygun durum

brain waves: beyin dalgaları: beyinde oluşan elektriksel gerilim veya empülsler. electroencephalograph. Noun
esin, ilham, doğaç: birdenbire doğan parlak fikir. Noun
radyo dalgası Noun
müşteri hücumu
carrier ile ayni anlama gelir. taşıyıcı dalga. carrier frequency: taşıyıcı frekans.
soğuk dalgası, gelip geçici soğuk hava. Noun
soğuk perma (saç). Noun
sürekli dalga.
sürekli dalga: genliği zamanla değişmeyen (modüle edilmemiş) radyo dalgası.
cinayet dalgası, cinayetlerin hızla artışı. Noun
zemin dalgası Noun
tasarruf dalgası Noun
esneklik dalgası.
akımmıknatıssal dalga.
(parmakla yapılan) saç ondülesi. Noun
riziko sermayesi çevrelerince
gri dalga
potansiyel gösteren
ama bunun gerçekleşmesi uzun zaman alacak bir şirket ya da yeni bir endüstriyi tanımlamak için kullanılan terim
yer dalgası: yere yakın/paralel intişar eden elektromanyetik dalga. Noun
sıcak dalgası: geniş bir bölgeyi kaplayan ve yavaş hareket eden sıcak hava kütlesi. Noun
sıcak dalgasının süresi. Noun
Hertz dalgası. Noun
ışık dalgası Noun
uzun dalga
radyo uzun dalgası Noun
boyuna dalga: yayılma yönünde titreşen dalga (ses dalgası gibi). transverse wave.
orta dalga (100-1000 m). Noun
modüle edilen dalga Noun, Physics
modüle edici dalga Noun, Physics
lodos dalgası Noun
yeni atılım/hamle, yeni akın/cereyan, sanatta/edebiyatta/politikada töresel tutumdan ayrılma eğilimi. Noun
yeni akın/atılım öncüleri: bu eğilimin öncülüğünü yapanlar. Noun
en uygun anda.
permanant, bozulmayan ondüle/saç kıvrımı.
radyo dalgası: frekansı 10 KHz-300 GHz (dalga uzunluğu 30 km- 1 mm) olan elektromagnetik dalga. Noun
ikinci dalga Noun, Medicine
satış dalgası Noun
kayma dalgası Noun, Mechanics
sarsım dalgası: (a) yayılma hızı birdenbire ses hızını geçen ses ve hava akışında sıcaklık, basınç ve
yoğunluk artışı şeklinde beliren süreksizlik yüzeyi (süpersonik uçakların kanatları yöresinde olduğu gibi), (b) deprem, şiddetli patlama vb.'den ileri gelen benzer olay.
Noun
kısa dalga
radyo kısa dalgası Noun
gök dalgası, iyonosfere çıkarak yansıyan veya yansımayan radyo dalgası.
ses dalgası. Noun
durağan dalga.
durağan dalga.
standing wave.
grev dalgası Noun
süpersonik dalga
denizaltı yer sarsıntısından ileri gelen büyük dalga
çok kısa dalga
su ondülesi: sıcak hava ile kurutulan saçın dalgası. Noun
dalga. Noun
köpüklü dalgalar
köpüklü dalga
kızdırmak, tahrik etmek (boğa güreşinde vb.).
treni durdurmak için kırmızı bayrakla işaret vermek Verb
bir kenara itmek Verb
(görüşleri , önerileri , vb) dikkate almamak Verb
radyo dalgası Noun
dalgakıran
dalgakıran Noun, Environment-Ecology
radyo dalga değiştirme düğmesi
radyo istasyonları kılavuzu
dalga boyu
dalgalanma
bayrağın dalgalanması
suç dalgası Noun
talep dalgası Noun
ekonomik kriz dalgası Noun
kriz dalgası Noun
göçmenler dalgası Noun
göç dalgası Noun
infial dalgası Noun
enflasyon dalgası Noun
şirket birleşmeleri dalgası Noun
göç dalgası Noun
göç dalgası Noun
refah dalgası Noun
satış dalgası Noun
grev dalgası Noun
şiddet dalgası Noun
el sallama
dalga gücü Noun, Environment-Ecology
dalga kuramı, ışığın bir nevi elektromagnetik dalga olduğunu savunan kuram.
undulatory theory
ile ayni anlama gelir.corpuscular theory
Noun
dalga durdurucu: İstenmeyen frekanstaki işaretleri zayıflatması için antene bağlanan seçici devre. Noun
tensikata uğramış işgücü ile çalışmak
uzun dalga (radyo) tvu
(radyo) uzun dalga istasyonu
orta dalga (radyo) istasyonu
orta dalga istasyonu
Şrödinger dalga denklemi: nicemler kuramının (kuantum teorisinin) temel denklemi.
Schrödinger equation,
Schrödinger wave equation containing the time ile ayni anlama gelir.
kayma dalgası hızı Noun, Mechanics
kısa dalga yayını
kısa dalga vericisi