way in

  1. giriş, girilecek yol.
yalan dolanla kendine yol açmak Verb
bütün engellere karşın yolunda gitmeye devam etmek Verb
hayatta başarı kazanmak Verb
dünyada başarı kazanmak Verb
şahsi irtifak teşkil eden mürur hakkı
birine göre hiç de aşağı olmamak Verb
tek yönlü yolda ters gitmek Verb
on yılda kendini ödemek Verb
alçakca davranmak Verb
alçakça davranmak Verb
(iş) kötü gitmek Verb
işleri kötüye gitmek Verb
işler kötü gitmek Verb
olanakların en iyisine sahip olmak Verb
tamamıyla kendinden geçmek Verb
önemli çapta iş yapmak Verb
kötü bir ruh haleti içinde olmak Verb
teklifsiz olmak Verb
deniz ticaretiyle uğraşmak Verb
engel olmak, ayak altında olmak.
her bakımdan standart da uygun olmak Verb
her bakımdan standarda uygun olmak Verb
yakınlık göstermek Verb
laubalileşmek Verb
yaşama biçimini değiştirme
küçük çapta iş çevirmek Verb
bilimin ilerlemesinde küçük bir katkısı olmak Verb
posasını çıkarmak Verb
çok cömertçe ağırlamak Verb
bulup buluşturmak Verb
yoluna/karşısına çıkmak.
siz bilirsiniz, nasıl isterseniz öyle olsun, bildiğin gibi yap.
haberleri dolaylı olarak duymak Verb
haberleri dolaylı olarak duymak Verb
kötü bir durumda, tehlikede, çok hasta.
tantana ve debdebe ile
oldukça çok
gösterişli bir biçimde
(US) şevkle
gebe, hâmile.
kıpır kıpır
baştan savma
profesyonel olarak
ima yoluyla
dolambaçlı anlatımla
kabaca
ufak ölçüde, küçük mikyasta.
bir bakıma.
in someone's way: (birine) engel, mani, ayak bağı.
be/get in someone's way:
engel/mani/ayak bağı olmak, önüne geçmek.
muntazaman
her bakımdan.
zinhar
bir bakıma
genellikle, normal/genel olarak, normal koşullar altında.
ayak altında
=
the worst way
k.d. pek çok, ziyadesile, adamakıllı, fena halde.
He wanted a warm coat
for the winter in the worst way.
şöyle
böylece
böyle
böylelikle
bu minval üzere
mütevazı hayat sürmek Verb
hayati tehlike
lüks hayat sürmek Verb
sade hayat sürmek Verb
sakin bir hayat sürmek Verb
mütevazı hayat sürmek Verb
mütevazi bir hayat yaşamak Verb
birinin mesleği kapsamı içinde olmamak Verb
arasıra, bazen.
birini doğru yola sokmak Verb
birini yola sokmak Verb
bir şeyi temin etmek Verb
birini hayatını kazanacak bir işe koymak Verb
otobüste bütün yol boyunca ayakta gitmek Verb
birini önlemek Verb
birine engel olmak Verb
birinin önünü kesmek Verb
birini engellemek Verb
önünü almak Verb
yoluna çıkmak Verb
engel olmak Verb
yolunu kesmek Verb
engellemek Verb
önünü kesmek Verb
önlemek Verb
adalete engel olmak Verb
sıkı fıkı
içli dışlı
büyük çapta ticaret yapmak Verb
nabzına göre şerbet vermek Verb
... olacak şekilde Adverb