Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
whisper
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Verb
fısıldamak, fısıltı ile konuşmak.
Stop whispering, say whatever it is out loud
: Fısıldama da ne söyleyeceksen açıkça söyle.
Verb
kulağına söylemek.
Verb
gizli konuşmak.
Verb
kulaktan kulağa söylenmek, gizlice yayılmak.
His adventures have been whisper ed through the village
:
Onun maceraları köyde kulaktan kulağa söylendi.
Verb
(yaprak, ağaç, su vb.) hışırdamak, fışıldamak, şırıldamak.
The wind whispered in the pines.
Noun
fısıltı.
She spoke in a whisper
.
Noun
(kulaktan kulağa) fısıldanan şey, söylenti, şayia, dedikodu.
I've heard a whisper that old Bill's going to lose his job.
Noun
hışırtı, fışıltı, şırıltı.
The whisper of leaves in the wind.
Noun
ima.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
pig's whisper
fısıldamak
Verb
pig's whisper
tıslama
stage whisper
sahnede aktörün seyircilerce kolayca işitilen fısıltısı
talk in whisper
ağız ağıza vermek
Verb
whisper a tale
gizlice bir hikâye anlatmak
Verb
whisper against sb
biri aleyhinde fiskos yapmak
Verb
whisper something to sb
fısıldamak
Verb
whisper something to sb
fıslamak
Verb
not to whisper a word
ağızıni sıkı tutmak
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.