wood

  1. Noun odun, ağaç.
    green wood: yaş ağaç.
    hard/soft wood: sert/yumuşak ağaç.
    be unable to see
    the wood for the trees: esas meseleyi görememek, ayrıntılara boğulmak.
  2. Noun tahta, kereste.
    touch wood! nazar değmesin! şeytan kulağına kurşun!
  3. Noun
    woods: orman, koru, ağaçlık.
    They picnicked in the woods.
  4. Noun, Music ağaçtan yapılmış nefesli saz(lar).
  5. Noun ağaçtan yapılmış golf sopası.
  6. Noun fıçı, varil.
    wine in the wood: fıçı şarabı.
    beer drawn from the wood: fıçıdan çekilmiş bira.
  7. Adjective ahşap, tahta, ağaçtan yapılmış.
    a wood chair.
  8. Adjective odun+, kereste+.
    a wood chisel. wood saw.
  9. Adjective orman+, ormanda yaşayan/bulunan.
    wood bird.
  10. Adjective çok öfkeli, kızgın, delirmiş, deliye dönmüş, deli gibi.
  11. Verb ağaçlandırmak, orman haline getirmek, ağaç/orman yetiştirmek.
  12. Verb odun/kereste tedarik etmek.
  13. Verb çıldırmak, delirmek, deliye dönmek, öfkeden köpürmek.
Diğer ağaç ürünleri imalatı; mantar, saz, saman ve benzeri örme malzemelerinden yapılmış ürünlerin imalatı (NACE kodu: 16.29) Noun, Trades-Professions
Ağaç, mantar, kamış ve örgü malzeme ürünü imalatı (NACE kodu: 16.2) Noun, Trades-Professions
Ağaç, ağaç ürünleri ve mantar ürünleri imalatı (mobilya hariç); saz, saman ve benzeri malzemelerden örülerek
eşyaların imalatı (NACE kodu: 16)
Noun, Trades-Professions
Ağaçların biçilmesi ve planyalanması (NACE kodu: 16.1) Noun, Trades-Professions
Ağaçların biçilmesi ve planyalanması (NACE kodu: 16.10) Noun, Trades-Professions
Ağaç, inşaat malzemesi ve sıhhi teçhizat toptan ticareti (NACE kodu: 46.73) Noun, Trades-Professions
tespih böceği Noun, Entomology
quassia (2).
quassia ile ayni anlama gelir. acı ağaçtan yapılan ve bağırsak solucanını ve böcekleri öldürmekte kullanılan ilâç.
odun kırmak Verb
limon kerestesi. Noun
dağ ardıcı kerestesi. Noun
(bira) fıçıdan
yakacak odun
Nuh'un gemisini yaptığı ahşap/kereste (muhtemelen çam veya köknar). Noun
tahtaya vurmak Verb
kaplama tahtası Noun
paduk tahtası: Malezyada yetişen paduk ağacının
(Pterocarpus indicus) oyma ve kakmacılıkta kullanılan
sarı-kırmızı benekli tahtası.
padauk, padouk ile ayni anlama gelir.
Noun
keklik kerestesi, doğramacılıkta kullanılan çizgili ve çok sert bir çeşit kereste.
odun yığını
taşlaşmış odun. Noun
koruluk
koru
yumuşak tahta
odun istif etmek Verb
nazar değmesin diye tahtaya vurmak.
methyl alcohol.
ağaç ve kereste endüstrisi
Manisa lâlesi, Girit şakayığı.
orman gelinciği
(Anemone nemorosa, A. quinquefolia).
orman nanesi, sıraca otu
(pedicularis canadensis).
tahta basma kalıbı. Noun
tahta kalıpla basılmış resim. Noun
oymacılık, tahta oyma işi. Noun
hand screw.
(a) odun kömürü, mangal kömürü, (b) linyit.
orman ördeği
(Aix sponsa): K. Amerikada yaşar; siyah, kestane rengi, yeşil, mor ve beyaz tüylü,
tepeliklidir; ağaçlarda yuva yapar.
oymacı. Noun
oymacılık, tahta oymacılığı. Noun
tahta resim kalıbı. Noun
kalıpla basılan resim, gravür. Noun
macun
capercaillie.
dağ sümbülü
(Scilla nonscripta).
kelbalıkçıl, Amerika doymazı
(Mycteria americana ve
Ibis ibis) Amerika ve Afrikanın sıcak
bölgelerinde yaşayan eğri gagalı, tepesi tüysüz balıkçıl.
orman tarlakuşu.
orman zambağı.
koru.
orman kenarı
orman sıçanı
(Apodemus sylvaticus).
orman perisi. Noun
(a) G. Amerika arıkuşu
(Thalurania), (b) bozkelebek
(Minois alope) kanatları kahverengi
üzerine sarı çizgili ve siyah-beyaz benekli bir kelebek.
Noun, Zoology
ahşap boyama Construction
ahşap sokak kaldırımı

pewee = peewee ile ayni anlama gelir. sinekkapan
(Contopus virens).
sinekkapan
(Contopus virens).
tahtalı, tahta güvercini
(Columba fasciata).
odun katranı.
odun işleme
kâğıt hamuru.
skunk.
pack rat.
talaş
ormanotu
(Oxalis Acetosella): Avrupa ve K. Amerikada yetişir, yaprakları yürek biçiminde ve üç
dilimli, çiçekleri pembe çizgili beyazdır.
odun ispirtosu, metil alkol.
odun şekeri: C5H10O5. Boyacılıkta ve tabaklamada kullanılır, suda erir, toz.
odun katranı.
ökse ardıç kuşu
(Hylocichla mustelina). K. Amerika ormanlarında bulunan bir ardıç kuşu.
orman kenesi
(Dermacentor variabilis).
ağaç tornacısı.
ağaç tornacılığı.
odun depo etmek.
to wood up before the approach of winter.
odun sirkesi, pyroligneous acid.
warbler (3).
ambalaj talaşı
ağaçlar yüzünden ormanı görememek (tek tek ayrıntılarla uğraşmaktan bütünü görememek) Verb
ağaçların yüzünden ormanı görememek Verb
tung oil.
halen mevcut orman ve otlak arazisi
el işçileri, ağır işçiler, ağır/kaba/süflî iş yapanlar.
odun ateşi yakmak Verb
kapıyı kapa